Türk Hava Yolları’nda günlerdir konuşulan skandal, aslında bir pilotun basit bir “yasak aşk” hikâyesi değil; koca bir camiaya atılmaya çalışılan çamurun hikâyesidir. Bir kaptan pilot, doktor eşini yıllarca aldatmış, WhatsApp gruplarında hostesleri “meziyetlerine” göre sınıflandıracak kadar seviyesizleşmiş, sonunda da mahkeme kapılarında rezil olmuştur.
Evet, bir ihanet var. Ama buradaki gerçek tehlike, bir adamın karaktersizliğinin, yüz binlerce emekçinin alnına sürülmeye çalışılmasıdır.
Yönetimin Suskunluğu: Sessiz İhanet
Burada asıl sorulması gereken soru şudur: Peki bütün bunlar yaşanırken yönetim neredeydi?
Türk Hava Yolları Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Polat’ın gölgesinde yıllardır kokpitten kabine doğru bir “ajanlık sistemi” kurulmadı mı? Sessizlikle, görmezden gelmeyle, “aman dışarıya taşmasın” anlayışıyla bu rezaletlere zemin hazırlanmadı mı?
Bir pilotun ihaneti bireysel bir ahlaksızlık olabilir. Ama bu ahlaksızlık, yönetim koridorlarında sessizce seyrediliyorsa, o zaman mesele artık sadece bir adamın değil, koltuğunu korumak için üç maymunu oynayanların da ayıbıdır.
100 Bin Kişinin Alın Terine İhanet
Bugün gökyüzüne baktığınızda bir uçağın kokpitinde gözünü kırpmadan uçan kaptan da, kabinde 12 saat ayakta yolcuya hizmet eden hostes de, hangarda yağın, çeliğin içinde çalışan teknisyen de aynı sektöre emek veriyor. Bu emek, “yasak aşk grupları”yla kirletilemez.
Bir pilot eşini aldatmış olabilir. Ama siz, o ihanetle 100 bin kişinin alın terini, emeğini, onurunu karalayamazsınız. Havacılık camiasının şerefini, bir kişinin sefaletine kurban edemezsiniz.
Bu camia, aldatılmış eşin gözyaşında değil; sabaha karşı 03.00’te piste çıkan, soğuğa, yorgunluğa, strese meydan okuyan emekçilerin alın terinde hayat buluyor.
Gerçek Haber Nerede?
Evet, skandal haberdir. Ama manşete çıkması gereken tek şey, “THY’de pilotlar eşlerini aldattı” kolaycılığı değil; “Havacılık camiası bu rezilliğe boyun eğmedi, temizliğini kendi yaptı” gerçeğidir.
Asıl haber budur: Bu sektör, bir kişinin sapkınlığını değil, on binlerin emeğini temsil eder.
Unutmayalım: Üniforma kişiye şeref katmaz. Şeref, üniformayı taşıyana anlam katar. Bir pilotun ihaneti pilotluğu küçültmez, havacılığı da zedelemez. Küçülen sadece adamlıktır.
Ve bilinsin ki…
Bugün yaşanan rezalet, pilot camiasının değil, suskun kalan yönetimin ayıbıdır.
Son Söz:
Diğer şirketlerden de bu minvalde iletiler alıyorum. Yani her taraf çürümüş, kokuşmuş, laçkalaşmış.
Şimdi Ahmet Bolat’a sormak gerekmez mi beğeniyor musun olan biteni!
Antalya merkezli şirketlerin yurtdışı sehayatlerine hostes odalarını basan pilotlar olduğu konuşuluyor. Bu şirketlerin isimleri bende ama şimdilik yazmak istemiyorum. Tam emin olduğumda onu da sizlerle paylaşacağım.
Şu satırları yazarken ismini dahi yazmaktan imtina ettiğim meşhur pilot ve hostesin iş akitleri henüz feshedilmiş değil.
Ve merak ettiğim konu şu; bakalım THY bunların işten atılma sebebini ne olarak gösterecek!
Ahmet Bolat; haksız yere işten attığın onlarca çalışanın ahı var üzerinde. Ve bu daha iyi günleriniz. Çok daha büyük skandallar olduğunu tahmin ediyorum. Ama ne zaman patlar bilmiyorum.
Ve sizin yüzünüz hiç kızarmaz. Çünkü siz dört eşliliği savunan bir zihniyetin temsilcilerisiniz.
Yorumlar