08 Aralık 2025, Pazartesi
Ali KIDIK
Ali KIDIK [email protected]

PEGASUS’A KASTINIZ NEDİR?

Geçtiğimiz hafta içinde yaşanan Pegasus divert olayı hâlâ akıllardaki yerini koruyor. Zira öyle bir haber sunuldu ki saç/baş yoldurur cinstendi. Şimdi sizlere hep olayın gerçeğini yorumlayacağım hem de olması gerekenleri anlatacağım.

Bu tartışmayı büyüten şey uçuşun kendisi değil, Sözcü Gazetesi’nin attığı abartılı ve gerçeği yansıtmayan başlık oldu: “Türk uçağı bozkırın ortasına iniş yaptı.” Manşeti okuyan biri, sanki uçak çöle acil iniş yapmış, yolcular ortada bırakılmış, pilotlar çaresiz kalmış gibi bir tabloya inanır.

Oysa durum başka. İstanbul’dan Aktöbe’ye giden PC240 seferi, meteorolojik şartların elvermemesi, yoğun sis ve görüş mesafesinin limit altı olması nedeniyle iniş yapamadı. İniş için her türlü manevrayı yapan ve sekiz tur atan pilotların doğru karar vererek yedek meydan olarak belirlenen Aktau’ya yönelmesi ve bu meydana emniyetli şekilde teker koyması alkışlanacak bir durumken; bunun “bozkır inişi” gibi korku ve panik içeren bir dille sunulması ve sanki havacılık tarihinde ilk kez yaşanmış gibi anlatılması habercilik değil sansasyon üretimidir. Dahası, böyle bir haber dili yolcunun uçuş algısını zedeler, sektöre güven aşındırır.

Divert dediğimiz şey havacılığın emniyet refleksidir. Şartlar zorlaştığında pilot checklist’e değil sezgi ve tecrübeye bakar, yolcunun güvenliğini esas alır ve en doğru kararı verir. Bu zaaf değil başarı göstergesidir.

Ancak Sözcü’nün kelime seçimi manipülatiftir: “bozkır”, “rota dışı”, “1500 kilometre ötede indirdi”… Bu ifadeler okura teknik bir prosedürü değil felaket senaryosunu çağrıştırır. Oysa iniş pistte gerçekleşmiş, uçak güvenli şekilde park etmiş, ardından Pegasus yeni biletlemelerle yolcuların Aktöbe’ye ulaşımını sağlamıştır. Rötar, bekleme, mağduriyet? Elbette konuşulur. Ama gerçek üzerinden konuşulur. Çarpıtarak değil.

Havacılık haberciliği sorumluluk ister. Bir kelime paniğe neden olur, bir başlık şirket imajını sarsar, bir cümle milyonların zihninde korku yaratır. Havacılık korku değil güven üzerine kuruludur. Bir şirketin yıllarca oluşturduğu prestiji bir manşet uğruna zedelemek, insanların uçmaya yönelik psikolojisini bozmak hangi mesleki etikle bağdaşır? Prestij kaybını hiç mi düşünmezler? Habercilik reyting değil doğruluk yarışıdır. Sansasyon uğruna gerçeği eğip bükmek gazetecilik değil popüler içerik üretimidir.

Bu sebeple soruyorum: Pegasus’a kastınız nedir? Amaç haber vermek mi, algı oluşturmak mı? Kamuoyunun bilme hakkı vardır ancak doğruyu bilme hakkı vardır. Divert gerçeği ortadayken “bozkır inişi” demek edebi bir süslemeyse bile haber değildir. AirportHaber çizgisi nettir; biz bilgiyle konuşuruz, doğruları yazarız. Bu olayda eleştirilecek yan varsa eleştirilir, süreç tartışılır; fakat çarpıtılarak değil. Pegasus bozkıra inmedi; pilotlar doğru karar verdi, emniyetli şekilde yedek meydana indi. Haber abartıldı, manşet çarpıtıldı, kamuoyu yanıltıldı. Şimdi herkesin sorması gereken tek soru şu: Sözcü, Pegasus’a kastınız nedir?

Üzücü yanı; haberin düzeltilmemesi.

Dünya Sivil Havacılık Günü
Bu arada dün Dünya Sivil Havacılık Günü idi. 2000 yılında o günü ilk kutlayan isim olarak, ardından 2005, 2006 ve 2007’de düzenlediğimiz organizasyonlarla sektörü aynı masa etrafında buluşturmanın gururunu taşırım. Antalya’dan Bodrum’a, İzmir’de İstanbul’a kadar havalimanı temsilcileri, bakanlık, SHGM, havayolları ve sektörün tüm paydaşları bir araya gelir; yılda bir gün olsun “nasılsın” demenin değeri hatırlanırdı.

Sonrasında maalesef bu gelenek sürdürülemedi. Bugün ise Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nün uhdesinde olan bu özel gün, sadece yayımlanan bir mesajla geçiştiriliyor. Oysa böyle bir gün, tek satırlık kutlama metniyle değil, sektörün birbirine temas ettiği buluşmalarla anlam kazanır.

Her şey ölürken bu gün de maalesef öldü!

PEGASUS’A KASTINIZ NEDİR?

Yorumlar

Bu haber için henüz yorum gönderilmedi.

Yorum Gönder

Kalan karakter 1000