02 Aralık 2024, Pazartesi
Serdar BAŞAĞAOĞLU
Serdar BAŞAĞAOĞLU [email protected]
  • Yorumlar neden yayınlanmıyor sansür mü var?
  • Atco'ları köşenize taşıdığınız için teşekkür ederim
  • Serdar bey airport haberin klasik yazarlarından farkınız kalmadı neden yorumları yayinlamiyorsunuz, herhangi bir hakaret yada yalan yanlış bir yorum yapmadım
  • Ben burada bin yane trafik ile uğraşırken oradaki buradaki kule personeli haftada 1 yada 2 trafiğe hizmet eden mesai arkadaşına kafayı takmayacakmi, izin lafin kosasi işi olmayan cavuslar özlü sözüne geliyor, kimsenin kule personeline neden fazla alıyorlar dediği yok bu nedenle kule personeli de biraz doyum noktalarını frenlsin
  • Şu an Türkiye genelinde açık olan 55 havaalaninda her kaleci aynı görev yüküne sahip değil yani İstanbul hava trafiği ile Kastamonu hava trafiği aynı yogunlukta değil buna göre bir çalışma yapmayı düşünüymu kule personeli, düşünmüyorsa ilerleyen tarihte bu durumda sıkıntı olmayacakmı, trafiğin yoğun olduğu bir havaalani kule personeli hava trafiği yok derece az olan bir havaalani kule personeline kafayı takmayacakmi
  • Bu nasıl olacak Seyrusefer genel müdürlüğü Dhmi genel müdürlüğüne yerdeki organizasyon için talimat mı verecek Seyrüsefer Gebel Müdürlüğü kendi içerisinde yeni Müdürlükler açarak kule personelinin hem özlük haklarını hemde diğer ihtiyaçlarını mi karşılayacak yapılmak istenilen tam olarak nedir bölünce kurumu yeni kurum kule personelinin tüm ihtiyaçlarını kule personeli içerisinde görev dağılımı yaparak mı halledecek
  • Kule personeli diğer personel olmadan nasıl bir işletimi sistemi düşünüyor paylaşırlarsa yada siz paylaşırsanız sevinirim. Bununla birlikte zaten maaş farkı ve havacılık tazminat farkı ile bir kule personeli bağlı bulunduğu Dhmi havaalanı Müdürü yada Başmüdüründen yani oradan sorumlu en üst kişiden iki kat fazla maaş alıyor. Yıllardır kangren haline gelen bu durum genel müdürlükler ayrılarak çözüme kavuşsa herkes rahatlayacak
  • Serdar bey havacılık sektörünün hangi kısmında bilemiyorum ama bir ara Ali Kıdık bey eleştirim atmıştı bu konuya şimdi bayrağı Serdar bey götürüyor, kendisine sunulan bir hediye mi yoksa eski Dhmi Genel Müdürü Orhan Birdal ile bir samimiyetmi bunları yazdırıyor bilinmez ancak havaalanlari sadece kule ve personelinden ibaret değildir bir önceki yorumda vermiş olduğum örnek gibi tüm uzuvlarin birbirine ihtiyacı vardır
  • 30 yıllık meslek hayatımda Dhmi de kule ve diğer birimler kavgası karmaşası bitmedi bitmiyor, kurumun işletme faaliyetleri bu kadar aşağalanarak gündeme gelmesi çok kötü, kule personeli zaten şu an aldığı maaş ile diğer personelleri üçe katlıyor, bu doyumsuzluk nedir, yapılan işin mahiyeti ve önemi kısmında herhangi bir eleştirim yok ancak havaalanı işletimi insan vücudu gibi yani beyin olmazsa hiçbir uzuv çalışmaz ama uzuvlar olmazsa beyin ne işe yarar
  • Kaleminize sağlık

Gökyüzünde Bir Türk Destanı

Türk Hava Yolları, Melbourne’dan sonra Sydney’e de seferlere başladı. Artık Avustralya’nın en büyük şehri Sydney, Türk Hava Yolları’nın genişleyen uçuş ağına katıldı. Bir zamanlar sadece hayallerimizde uçtuğumuz o uzak diyarlar, şimdi Türk bayrağının dalgalandığı gökyüzünde birer birer yer buluyor.

Uçak sayısı gün geçtikçe artıyor, her yeni seferle birlikte Türk Hava Yolları, “Dünyanın en çok ülkesine uçan hava yolu” unvanını daha da pekiştiriyor. Her sefer, yeni bir hikâye, yeni bir macera demek.

Düşünün, bir sabah kalkıyorsunuz, kahvaltınızı yapıyorsunuz, ardından valizinizi kapıp İstanbul Havalimanı’na doğru yola çıkıyorsunuz. Uçak, gökyüzünde süzülürken, “Neden olmasın?” diyorsunuz. Hem de Türk Hava Yolları ile! Avustralya’nın o muhteşem manzaraları altında, Türk bayrağını gururla dalgalandırarak, “Ben buradayım!” diyorsunuz.

Bu seferler sadece bir ulaşım aracı değil; aynı zamanda kültürel bir köprü, dostlukların pekiştiği bir yolculuk. Avustralya’daki Türk toplumu, artık daha kolay bir şekilde sevdiklerine kavuşacak. Yeni A350-1000’lerle süre daha da kısalacak.

Unutmayalım ki, Türk Hava Yolları’nın başarısı sadece uçak sayısıyla değil, aynı zamanda misafirperverliğiyle de ölçülüyor. Uçaklarda sunulan ikramlara ve ekiplerin motivasyonuna aman dikkat. Her şey tıkır tıkır işlerken gerek pilotların ve gerekse kabin memurlarının karşılarına güzel sürprizlerle çıkmalı.

Türk Hava Yolları’nın Sydney seferleri, bana göre sadece bir uçuş değil; bir Türk destanı. Şimdi birileri kalkıp duraklama var diyebilir. Yeni uçaklar geldiğinde, non-stop seferler başladığında ne diyecekler acaba?

Her yeni sefer, gökyüzünde yeni bir hikâye yazıyor. Uçaklar havalandıkça, hayaller de kanat çırpıyor. Tebrikler Türk Hava Yolları…

Hava Trafik Kontrolörlerinin Sabrı Sınanıyor

Hava trafiği, gökyüzünün karmaşık dansıdır. Her gün, binlerce uçak, milyonlarca yolcu… Ama bu karmaşık dansın arkasındaki kahramanlar, yani hava trafik kontrolörleri, artık sabrın sonuna gelmiş durumda. Yıllardır verilen sözler, tıpkı uçuş rotası gibi havada asılı kalmış, bir türlü yere inememiş.

Düşünün ki, bir uçak kalkış için hazır, pilotu koltukta, yolcuları heyecanla bekliyor. Ama hava trafik kontrolörü, o anki karmaşanın ortasında, verilen sözlerin ağırlığını omuzlarında taşıyor. “Daha iyi çalışma koşulları, maaş iyileştirmesi, ek gösterge, daha az stres…” diye verilen vaatler, birer birer rüzgârla savrulmuş. Verilen sözler, uçuş planları gibi, birer birer iptal edilmekte. Nerede sözünün arkasında duracak bir zat?

 “Sözler, rüzgârda uçuşan kağıt uçakları gibi…”

Hepsi birer birer düşüyor, ama kontrolörlerin sabrı, bir uçağın iniş takımları gibi yere inemiyor. İşin özeti, durum içler acısı. Kontrolörler, gökyüzünde uçuşları koordine ederken, kendi hayatlarında bir tür kaosun içinde debeleniyorlar.

Hava trafik kontrolörleri, yalnızca birer meslek mensubu değil; aynı zamanda güvenliğin, düzenin ve disiplinin teminatıdır. Ama gelin görün ki, bu teminatın temelleri, sürekli olarak sarsılmakta. Yıllardır bekledikleri iyileştirmeler, birer hayalden öteye geçememekte.

Sadece iş yükleri değil, psikolojik baskıları da had safhada. Bir kontrolör, bir uçağın inişini yönlendirirken, aynı zamanda kendi geleceğini de düşünmek zorunda kalıyor. “Acaba bu yıl da sözler tutulacak mı?” sorusunun yanıtı, her geçen gün daha da belirsizleşiyor.

Hava trafiği kontrolörleri, birer kahraman ama aynı zamanda birer kurban. Sözlerin tutulmaması, onları yalnızca hayal kırıklığına itmekle kalmıyor, aynı zamanda motivasyonlarını da yerle bir ediyor. Uçuş güvenliği, sadece teknik bir mesele değil; aynı zamanda bir insan meselesi. Kontrolörlerin ruh hali, gökyüzündeki her uçağın güvenli bir şekilde iniş yapabilmesi için hayati önemde. Bunu kaç defa yazdık, çizdik.

Hava trafik kontrolörleri, artık sabrın sonuna gelmiş durumda. Verilen sözlerin tutulmaması, sadece bir meslek grubunu değil; tüm havacılık endüstrisini tehdit eden bir durum. Bu gidişat, bir an önce değişmezse, gökyüzündeki o karmaşık dans, bir kâbusa dönüşebilir.

Umarım, yetkililer bu durumu daha fazla görmezden gelmez ve kontrolörlerin sesine kulak verir. Gökyüzünde uçan her uçağın arkasındaki kahramanlar, artık huzur içinde çalışmayı hak ediyor. Unutmayalım ki, güvenli bir uçuşun arkasında, her zaman bir kontrolör vardır… Ve onların sabrı, artık sona ermek üzere. Benden söylemesi!

Alanında İz Bırakanlar

Geçtiğimiz Cuma, İstanbul’un tarihi ve kültürel dokusunu yansıtan Rami Kütüphanesi’nde, “Alanında İz Bırakanlar” ödül gecesinin 10’uncusu gerçekleştirildi.

Gecede, farklı alanlarda iz bırakan birçok kişi ödüllendirildi. Onur, vefa, kültür sanat, edebiyat, eğitim, sağlık, siyaset, gazetecilik ve sosyal medya gibi birçok dalda ödüller verildi.

Ödül alanlar arasında benim de yer aldığım “Alanında İz Bırakan Gazeteci” ödülü, benim için büyük bir onur.



Gazetecilik, sadece bir meslek değil, aynı zamanda bir sorumluluk. Her hafta kaleme aldığımız satırlarda, çalışanların sesini, sektörün nabzını ve ihtiyaçlarını gündeme getirmekle yükümlüyüz. Bu ödül, yalnızca benim değil, bu mesleği icra eden tüm gazetecilerin emeklerinin bir yansıması görülmeli.

Bu hafta yine yoğun bir program var. Gelişmelerle haftaya görüşmek dileğiyle.

Herkese güzel bir hafta dilerim.

Serdar BAŞAĞAOĞLU
[email protected]

Gökyüzünde Bir Türk Destanı

Yorumlar Tüm Yorumlar (38)

? ~ 1 ay önce
Yorumlar neden yayınlanmıyor sansür mü var?

Yanıtla

Kalan karakter 1000
Kaleminize sağlık ~ 1 ay önce
Atco'ları köşenize taşıdığınız için teşekkür ederim

Yanıtla

Kalan karakter 1000
Serdar 6 ~ 1 ay önce
Serdar bey airport haberin klasik yazarlarından farkınız kalmadı neden yorumları yayinlamiyorsunuz, herhangi bir hakaret yada yalan yanlış bir yorum yapmadım

Yanıtla

Kalan karakter 1000
Serdar 5 ~ 1 ay önce
Ben burada bin yane trafik ile uğraşırken oradaki buradaki kule personeli haftada 1 yada 2 trafiğe hizmet eden mesai arkadaşına kafayı takmayacakmi, izin lafin kosasi işi olmayan cavuslar özlü sözüne geliyor, kimsenin kule personeline neden fazla alıyorlar dediği yok bu nedenle kule personeli de biraz doyum noktalarını frenlsin

Yanıtla

Kalan karakter 1000
Serdar 4 ~ 1 ay önce
Şu an Türkiye genelinde açık olan 55 havaalaninda her kaleci aynı görev yüküne sahip değil yani İstanbul hava trafiği ile Kastamonu hava trafiği aynı yogunlukta değil buna göre bir çalışma yapmayı düşünüymu kule personeli, düşünmüyorsa ilerleyen tarihte bu durumda sıkıntı olmayacakmı, trafiğin yoğun olduğu bir havaalani kule personeli hava trafiği yok derece az olan bir havaalani kule personeline kafayı takmayacakmi

Yanıtla

Kalan karakter 1000
Serdar 3 ~ 1 ay önce
Bu nasıl olacak Seyrusefer genel müdürlüğü Dhmi genel müdürlüğüne yerdeki organizasyon için talimat mı verecek Seyrüsefer Gebel Müdürlüğü kendi içerisinde yeni Müdürlükler açarak kule personelinin hem özlük haklarını hemde diğer ihtiyaçlarını mi karşılayacak yapılmak istenilen tam olarak nedir bölünce kurumu yeni kurum kule personelinin tüm ihtiyaçlarını kule personeli içerisinde görev dağılımı yaparak mı halledecek

Yanıtla

Kalan karakter 1000
Serdar 2 ~ 1 ay önce
Kule personeli diğer personel olmadan nasıl bir işletimi sistemi düşünüyor paylaşırlarsa yada siz paylaşırsanız sevinirim. Bununla birlikte zaten maaş farkı ve havacılık tazminat farkı ile bir kule personeli bağlı bulunduğu Dhmi havaalanı Müdürü yada Başmüdüründen yani oradan sorumlu en üst kişiden iki kat fazla maaş alıyor. Yıllardır kangren haline gelen bu durum genel müdürlükler ayrılarak çözüme kavuşsa herkes rahatlayacak

Yanıtla

Kalan karakter 1000
saygı gerek ~ 1 ay önce
madem o kadar 'basit' git kuleci ol, burada aglama
Serdar 1 ~ 1 ay önce
Serdar bey havacılık sektörünün hangi kısmında bilemiyorum ama bir ara Ali Kıdık bey eleştirim atmıştı bu konuya şimdi bayrağı Serdar bey götürüyor, kendisine sunulan bir hediye mi yoksa eski Dhmi Genel Müdürü Orhan Birdal ile bir samimiyetmi bunları yazdırıyor bilinmez ancak havaalanlari sadece kule ve personelinden ibaret değildir bir önceki yorumda vermiş olduğum örnek gibi tüm uzuvlarin birbirine ihtiyacı vardır

Yanıtla

Kalan karakter 1000
Serdar ~ 1 ay önce
30 yıllık meslek hayatımda Dhmi de kule ve diğer birimler kavgası karmaşası bitmedi bitmiyor, kurumun işletme faaliyetleri bu kadar aşağalanarak gündeme gelmesi çok kötü, kule personeli zaten şu an aldığı maaş ile diğer personelleri üçe katlıyor, bu doyumsuzluk nedir, yapılan işin mahiyeti ve önemi kısmında herhangi bir eleştirim yok ancak havaalanı işletimi insan vücudu gibi yani beyin olmazsa hiçbir uzuv çalışmaz ama uzuvlar olmazsa beyin ne işe yarar

Yanıtla

Kalan karakter 1000
Sıktı artık ~ 1 ay önce
İki gram Türkçe öğrenin lütfen. Kendi anadiliyle yazmaktan bu kadar aciz bir insan tutup ben de zincirin halkasıyım edebiyatı yapıyor. Kuleyle hiçbir birim arasında birbirini ÜÇE katlama yok. İtiraz ediyorsanız da namusunuzu elden bırakmadan yapın. Ne ocak maaşları ne yıllık ortalamalarda kimse kimsenin 3 katı almıyor. Kendi hayal dünyanızda ne yaşıyorsunuz. Genel müdür, pilot vs ne kadar alıyorlar bilmiyorum. Onlar 3'e 5'e katlıyorlarsa bilemem. Bir öğrenmişsiniz kuleci kaleci (aklınca dalga geçiyor) şu kadar alıyor. Hemen herkes zaten onlar kadar alıyor. Emin olun alınan risk bu ufacık farka yemin ediyorum değmez. Ha şunu da unutmayın;yarın bir maaş artışı yaşarsanız bu yıllardır kimsenin yapmadığı, yapamadığı, yapmak istemediği şeyin HTKSEN tarafından başarılmasıdır. Bürokrasiyi yapmaya mecbur bırakmasıdır. Az da şükür etmeyi öğrenelim. Ayrıca ATCOların arasını nifak tohumuyla açacağınızı sanıyorsanız yanılıyorsunuz.
Olivia ~ 1 ay önce
Kaleminize sağlık

Yanıtla

Kalan karakter 1000

Yorum Gönder

Kalan karakter 1000