Bin(in)!

Yahu arkadaş… Türkiye’den çıkmak artık lüks mü oldu ne? Ocak 2025’te 500 TL’den 710 TL’ye çıkarılan yurt dışı harcı, 9 Eylül 2025 itibarıyla tam 1000 TL oldu. Evet, yanlış duymadınız, bin lira! Artık pasaportunuzun değerini cebinizdeki delik-delik faturalar belirliyor.

Türkiye’de yurt dışı harcı uygulaması ilk kez 1 Ağustos 2001’de başladı. O zamanlar 50 Amerikan doları karşılığı TL’ydi. Sonra 2007’de 15 TL, 2019’da 50 TL, 2022’de 150 TL… Ve işte bugün 1000 TL! Adeta cebimizi delip geçen bir vergi kasırgası.

Peki başka ülkelerde bu var mı? Var, ama çoğu Avrupa ülkesi sembolik rakamlar alıyor ya da hiç uygulamıyor. Bizde ise yurt dışına çıkmak bir “ekstra vergi maratonu” haline gelmiş. Turizm mi? Hayır, vatandaşın cebini boşaltmak için uygulanıyor gibi.

Düşünün: Bu parayı ödemeden uçamıyorsunuz. Zaten biletlerde bir sürü vergiyi ödüyoruz.

Yurtdışı gezisi artık sadece uçak bileti değil, ekstra bir harç kalemi demek.

Sevgili yetkililer, hatırlatayım: Biz dünyayı görmek, kültür almak, iş ve eğitim için yurt dışına çıkıyoruz. Bir de bunun üzerine “çıkış harcı” koymak, cebimizden ekstra para koparmak… Ne olur, biraz insaf!

1500 TL dedikoduları çıktığında hayır denilmişti. Ama tepkilere göre ara zamlarla o rakama ulaşılacak gibi yıl sonunda… Ne diyeyim!

Avustralya ve Japonya örnekleri
Dünyadaki bazı ülkeler yurt dışı seyahatini farklı şekillerde ücretlendirebiliyor.

Mesela Avustralya… Orada bu iş “Yolcu Seyahat Harcı” olarak geçiyor ve yaklaşık 40 dolar uçak biletine yansıtılıyor. Bu ücret havayolu firması tarafından ilgili bakanlığa aktarılıyor. Deniz seyahati ve kısa mesafe uçuşlarda ise bu miktar yolcudan direkt talep edilebiliyor. Yolcu Seyahat Harcı, yurt dışına çıkacak Avustralyalılar ile ülkeden ayrılacak yabancı vatandaşlara da uygulanıyor

Japonya ise bunu “Güle Güle Vergisi” diye adlandırmış. Her yolcudan yaklaşık 6 dolar alıyor, biletin içine yediriyor.

Meksika? Orada deniz yolu ve havayoluyla çıkış yapan yabancılardan ayrı ayrı vergi alınıyor: Havayolu ile ayrılanlardan 65 dolar, deniz yoluyla çıkış yapanlardan 20 dolar. Bazı şirketler bu ücreti direkt bilet fiyatına yansıtıyor, öyle gizli saklı bir iş yok.

Bizdeyse durum şu: Bin lira cebinizden çıkacak, ama adı yok, rengi yok, “çıkış harcı” diyorsunuz, ama resmen vergiyi gömdünüz bilete. Yazık, gerçekten yazık.

Teknofest 2025 Kapılarını Açıyor

Arkadaşlar, teknoloji dedikleri şey sadece cep telefonu, laptop veya sosyal medyadan ibaret değil. Bizim çocuklar, gençler, geleceğin mühendisleri, TEKNOFEST 2025’te sahaya iniyor. Havacılık, robotik, yazılım, yapay zekâ… Yani geleceğimiz.

Gençlerin hayallerini teknoloji ile buluşturan projeler var. Bu fuar sadece bir vitrin değil, geleceği inşa eden bir laboratuvar. Çocuklarımızı, gençlerimizi oraya göndereceğiz ki, kendi ülkemizi, kendi teknolojimizi, kendi savunmamızı üretebilen bir nesil yetişsin.

THY Kendi Üniversitesini Açmalı

Eğitim seviyesi… Ahh arkadaş, vallahi dert! Ne uçak mühendisliği, ne pilotaj, ne yer hizmetleri… Hepsi eksik, hepsi yetersiz. Ve bu iş sadece sertifika ile olmuyor.

Bence THY, kendi üniversitesini açmalı. Hem okul açmalı, hem havacılığın bütün birimlerini kapsayan eğitim sistemini kendi öğrencisiyle sağlamalı. Uçak bakımından hava trafik kontrolüne, kabin memurluğundan yer operasyonlarına kadar… Başından itibaren sağlam eğitim, kendi öğrencin, kendi kadron.

Prof.Dr. Ahmet Bolat, siz akademisyensiniz, bu fikri bir düşünün. Bizim pilotlarımız, teknisyenlerimiz, operasyon yöneticilerimiz, eğitimi ve kaliteyi kendi bünyemizde alsın. Yani dışarıya bağımlı olmayalım, kendi uçaklarımızı, kendi havayollarımızı, kendi eğitimli insan kaynağımızı yetiştirelim. Ne dersiniz?

Serdar BAŞAĞAOĞLU

[email protected]