Gökyüzünün patronu, vicdanın pilotu…

Türk Hava Yolları son yıllarda sadece uçak değil, vizyon da büyütüyor.

Herkes Boeing siparişlerini konuşuyor… Efendim, “politika mı vardı işin içinde?”

Yok öyle bir şey diyor Ahmet Bolat. “Biz 2,5 yıldır bu işi çalışıyorduk.”

Düşünün; Airbus’a 355 uçak siparişi veriyorsunuz, Fransa’yla aranız buz gibi, Dışişleri’ne söylüyorsunuz “siz işinize bakın” diyorlar, siz de gidip işinizi yapıyorsunuz.

Bu kadar net.

E hani Boeing olunca “ABD baskı yaptı”, Airbus olunca “Fransa dayattı”?

Ahmet Bolat diyor ki: “Yok efendim, denk geldi.”

Erdoğan-Trump görüşmesiyle aynı zamana denk gelmiş, ama tamamen tesadüf.

Klasik THY disiplini: strateji belirle, planla, sipariş et.

Ama asıl dikkat çeken kısım başka:

Bolat, “Biz kendisini ispat etmemiş uçak almayız” diyor.

O cümlede 91 yıllık bir kurumun DNA’sı var.

777X beklemede, çünkü testleri bitmedi.

A380 de alınmadı, çünkü dev gövdelerin ekonomisi artık farklı.

Yani “büyüklük” sadece uçağın kanadında değil, aklın yönünde.

Bir de altına imza atılacak başka bir cümle var:

“Dışarıdan pilot almayacağız.”

Sonunda tamamı kendi akademisinden, kendi evlatlarından çıkan pilotlar gökyüzüne çıkacak.

Beyin göçünün değil, beyin dönüşünün havayolu…

Yıllarca “yabancı pilot furyası”na alışmış bir sektörde, bu söz bir vizyon manifestosudur.

***

Kıbrıs meselesi de aynı vizyonun parçası.

THY ve AJet, geçen yıl KKTC’ye 1 milyon 775 bin yolcu taşımış.
Bu yıl hedef 2,1 milyon.
 

Kültür turu paketleri, “Ada Kıbrıs” projesi, özel ücretler, günlük seferler…
Kısacası, gökyüzünden kardeşliğe köprü atıyorlar.

“Turizm diplomasisi” denen şey tam da budur.
Girne Kalesi’ne sadece denizden değil, 35 bin feet’ten de bakmayı öğretmek.
Kapalı Maraş’ın hikâyesini uçak camından izletmek.
Kıbrıs’ı yeniden “Akdeniz’in kalbi” yapmak.

***

Ve bir başka kalp…
Bugün artık gökyüzünde değil, sonsuzlukta atan bir kalp:
Pertev Arıkan.

THY’nin eski Baş Pilotu.
Disiplinin, sakinliğin, mesuliyetin adı.
Boeing 727’nin kokpitinden Airbus A340’a uzanan bir ömür.
1989’da Zürih–Antalya seferinde tanımlanamayan bir cisim görmüş, rapor etmişti.
O rapor hâlâ arşivde durur.
Çünkü o, gördüğünü gizlemeyen, bildiğini saklamayan bir pilottu.

6 Ekim’de Karacaahmet’e uğurlanacak.
Yolun açık olsun Kaptan.
Sen artık yıldızların arasında uçuyorsun.

***

Ahmet Bolat’ın dediği gibi…

“İşimize bakıyoruz.”

Ama belli ki bu sadece iş değil, bir idealdir.

THY gökyüzünü büyütürken, ardında Arıkan gibi isimlerin gölgesi var.

O gölge, bu ülkenin havacılık vicdanıdır.

Serdar Başağaoğlu

[email protected]