Senin kendi aklın yok mu", "Ben bu işlere akıl sır erdiremiyorum", "Aklımdan çıkmış" gibi günlük hayatta üzerinden demeçler verdiğimiz, yargıda bulunduğumuz, bahaneler uydurduğumuz aklın ne olduğunu biliyor muyuz? Örnek verdiğimiz cümlelere göz atarak başlayalım.
İlk cümlede bahsi geçen "kendi aklı" kısmında aslında kendine ait bir düşüncesi, doğruyu yanlışı değerlendirme kabiliyeti sorgulanıyor. İkinci cümlemize göz atarsak "akıl sır erdirememek", bununla kastettiği ise anlayamamak, kavrayamamak. Üçüncü cümlemizde ise akıl, hafıza olarak kullanılmış. Akıl bu üç örnekle sınırlandırılamayacak kadar geniş bir kavram tabi. Önce temelini atalım ki üstüne koydukça daha rahat kavrayabilelim.
Akıl Nedir?
Doğruyla yanlışı, gerçekle yalanı ayırabilmek. Aklımız sayesinde bunu yapabiliriz. Mesela bazen bir şeyi çok şey isteriz ama onu yapmanın veya almanın mantıksız olduğunu bilir ve kendimizi tutarız. Burada bize dur diyebilen, birçok açıdan olayı değerlendirebilen akıldır. Ve yine akıl karar kıldığımız bu davranışların sonuçlarını da düşünüp sorumluluk almamızı da sağlar.
Peki aklımız başka neler yapabilir? Fırsatları değerlendirir. Aklımız sayesinde önümüze çıkan olayları, şansları kendi lehimize dönüştürüp bunlardan fırsatlar doğurabiliriz. Görüş bildirme yeteneğimizin kaynağıdır. Bu sayede olaylara kendi bakış açımızla yaklaşır, bir fikir edinebilir ve bunu ifade edebiliriz.
Zekâ Nedir?
"Zekâ yaşı", "analitik zekâ", "üstün zekâ", "duygusal zekâ", "yapay zekâ" bu kavramlardan bazılarını duymuşsunuzdur, peki nedir bu kadar nitelenen zekâ? Zekâ, bizim olayları anlamamızı, gerekli ilişkileri kavramamızı, yargılarda bulunabilmemizi ve
Bunları açıklayarak çözebilmemizi sağlayan bir yetenektir. Yetenek mi diye düşünenlerimiz için de belirtelim Türk Dil Kurumuna göre evet, bir yetenek. Sizce doğuştan sahip olduğumuz bir şey mi yoksa sonradan da geliştirilebilir mi?
Bunun cevabı iki yönlü olarak karşımıza çıkıyor, yani taraf seçmek yok. Şöyle ki araştırmalara göre annenin hamilelikte folik asit alması bebeğin beyin gelişimini olumlu yönde etkiliyor ve bebeğin daha zeki doğmasına katkıda bulunabiliyor. Sonradan geliştirilebilen kısmı ise daha çok yetiştirilme kaynaklı olarak karşımıza çıkıyor.
Çocuğu erken yaşta teknolojik aletlere bağımlı yapmak çocuğun zekasını köreltiyor. Onun yerine doğayla iç içe büyümesi, gözlemleyerek öğrenmesi zihinsel aktivite açısından tavsiye ediliyor. Peki zeki insanların tipik özellikleri neler?
Zeki insanlar kolay kolay başkalarından etkilenmezler ve yönetilmezler. Aksine hem kendisini hem çevresini yönetebilen beyinlerdir. Yönettikleri diğer bir şey ise zaman. Zamanı oldukça iyi ve verimli kullanırlar. Aşırı uzun uyku saatlerinden haz almazlar, onun yerine dolu dolu vakit geçirmeyi tercih ederler. Analitik düşünebilme yeteneğine sahiplerdir, hafızaları da onları bu konuda destekler. Adaptasyon yetenekleri sayesinde hayatlarında uyumu daha rahat yakalarlar. Zekâ ile ilgili şöyle bir yanılgıyı da ekleyip bir sonraki başlığımıza geçelim. Bir alanda başarılı olmamak zeki olmamakla eşdeğer değildir ya da zeki insanlar her alanda başarılı değillerdir. Bu yüzden zekayı başarıyla değerlendirmek hata olur
Akıl ve Zekâ Arasındaki Farklar Nelerdir?
Akıl ve zekayı ayrıntısıyla inceledik, sıra aralarındaki farklarda. Peki neler bu farklar?
•İnsan aklı sayesinde karar verebilir, düşünebilir ve kendini yönetebilir; zeki insan ise kendiyle beraber çevresini ve zamanını da yönetir.
İlgili eğitim: Zaman Yönetimi Eğitimi
•Zekanın kaynaklara göre 20’li yaşlara kadar geliştiğini ve daha sonra sabit kaldığını görüyoruz. Yaşlılık dönemiyle beraber ise azalmaya başlıyor. Akıl ise öyle değil, ölene kadar gelişime hep açık. Hatta yaşla beraber daha akıllandığımız söylenir hep, bu kısım tartışmaya açık.
•Biz zekayı günümüzde türlü testlerle ölçebiliyoruz fakat aklın ölçülemediği düşünülüyor.
•Aklın etik bir boyutu vardır, doğruyu yanlışı ayırt edebilmekten yola çıkarsak ne demek istediğimiz daha rahat anlaşılır. Örneğin akıllı bir insan tezini hazırlarken var olan bir tezden kopyalamaz, yakalanacağını bilir, ayrıca bu yaptığı etik de değildir. Zekâ ise daha nötrdür, etik bir boyutu yoktur.
•Zekâ yaratıcı birtakım çözümler üretebilir, akıl ise bunu uygun yerde kullanır.
•Zekâ kişiye tabidir, başkasından ödünç alamazsınız fakat başkasına akıl danışabilirsiniz. Burada aklın düşünce kısmıyla ilgileniyoruz.
Akıl mı Zekâ mı?
Bu soru tabi ki bir tercih sorusu değil, eminim ki herkes birindense ikisini beraber tercih eder. Burada kafamızı kurcalayan soru hangisi sizin için daha çekici? Zekâ insana genelde daha ilgi çekici gelir. Zeki bir insanın konuşması, sunduğu öneriler, pratik çözümler veya hazır cevaplar. İşin bir de yaratıcılık boyutu var tabi, zekayı burada da bir adım önde görüyoruz.
Peki zekanın kişiliğe kötü yansımaları hakkında ne düşünüyoruz? Zekasını kötüye kullanmak diye de bir gerçek var. Buradaki kötü olan ne ve buna kim karar veriyor? Akıl. Bazen insanlar yaptıkları hatanın sorumluluğunu almak yerine bu işten sıyrılmanın yollarına başvururlar. Zeki insanlar bunu rahatlıkla yaparken bazıları o kadar şanslı olmaz. Zekâ bazılarını bencilliğe sürükler, sağduyusunun gölgede kalmasına sebep olur. Akıl ise ‘ben buradayım’ diye sinyal verir. Eğer bastırmazsak ve ona kulak verirsek işin vicdani boyutunun farkına varır ve doğru yöne kayabiliriz. Bu tür sebeplerle bazılarımız ‘böyle bencil bir zekaya kıyasla aklı tercih ederim’ diye düşünür.
Akıl olmadan zekâ varlığı veya zekâ olmadan akıl varlığı hakkında neler düşünülüyor peki? Aklın sağlıksal bir problem dışında herkeste olan bir yeti olduğunu söylemiştik. Akıl olmadan zekâ nasıl olur kısmına gelirsek örnek çok basit aslında: hayvanlar. Hayvanların belli zekâ seviyeleri var. Örneğin bir şempanzenin davranışı bazen haberlere manşet olur ve izlediğimizde şaşırırız.
İnsan boyutuna geri dönecek olursak karşılaştığım bir örnekle devam etmek isterim. Akli melekelerini çok iyi kullanamayan ama onun ilgi alanında bir nesne verdiğimde harikalar yarattığını gözlemlediğim bir olguyla karşılaştım ve hayranlık duymuştum. Evet, belki bir şeyin doğruluğunu sağlıklı bir şekilde değerlendiremiyor ama zekâsı ve yaratıcılığıyla pratik işler becerebiliyor ve ortaya somut bir ürün çıkarabiliyor.
İşin özü olarak şunu diyebiliriz ki aklımızı kullanarak doğruya yönlendirdiğimiz bir zekaya sahip olmak bizi hayatta her zaman ileriye taşır
Yorumlar