Reis Kelle mi İstedi? Kim Vedaya Hazırlanıyor?

Türk Hava Yolları’nda bitmeyen bir sessizlik yerini aksiyona bırakacak gibi. Skandalın ortaya saçılmasının üzerinden günler geçti ama yankısı hâlâ koridorlarda dolaşıyor. Bir pilotun ihanetiyle başlayan süreç, şimdi yöneticilerin vicdanını yokluyor.

O dönem herkes sustu.
Bazıları “kurumu koruyoruz” dedi, bazılarıysa “aman dışarıya taşmasın” diye kulaklarını tıkadı.

Ama görünen o ki, büyük reis kelle istiyor. Kurumu; taciz, aldatma ve ahlak kurallarına aykırı davranarak kamuoyunda küçük düşürmenin faturasını birileri ödemeliydi. Sadece olaylara adı karışanların iş akdinin feshedilmesi olayların ateşini söndürmeyecekti.

Kulislerde konuşulanlara göre, uçuş işletmeden sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Kadaifçiler ilk akla gelen isim oldu.

O da bu durumun farkında olduğu için “benim itibarımı yere düşürecek bir ayrılış olmasın” iç güdüsüyle emekliye ayrılmaya karar verdiği iddiası mevcut.
Gerekçe “sağlık sorunları.”
Ne tesadüf değil mi?
Her fırtınadan sonra biri hastalanıyor, biri “dinlenmek istiyorum” diyor.
Oysa camia iyi bilir; bu kurumda kimlerin gerçekten hasta, kimlerin “vicdan rahatsızlığı” yaşadığını.

Yöneticiler kulaklarının üzerine yatarken, bu işten en çok rahatsız olan pilot ve hostes camiası oldu. Aynı konunun içinde geçen “Meziyetli Hostesler” konusu da işin bir başka rahatsızlık veren boyutu idi.

Kadaifçiler ismi, yıllardır “dindar, ölçülü, ilkeli yönetici” olarak lanse edilirken, işin aslının öyle olmadığını dönem arkadaşlarından öğrenebilirsiniz.  

Camia bunu bilir ama söylemez, söyleyemez.
Çünkü THY’de suskunluk, zaman zaman terfiden daha hızlı yol alır.

Bir dönem bir pilotun yaptığı rezalet, koca bir camiayı lekeledi.
Şimdi o lekeden arınma çabası var ama bedel ödemeden arınamazsınız.
Saray’a kadar uzanan kulislerde, “birinin kellesi gidecek” denmiş.
Ve anlaşılan o kelle belli: Kadaifçiler.
Ama mesele yalnızca bir ismin gitmesi değil; o gidişle birlikte yıllardır halının altına süpürülen ikiyüzlülüğün de ortaya çıkması.

THY, büyük bir marka.
Ama büyük markalar, sadece gökyüzünde değil, ahlakta da dürüst olmayı gerektirir.
Dindarlık, sadece cuma fotoğrafıyla olmaz.
Gerçek dindarlık, koltuğu değil, vicdanı korumakla başlar.

Bir pilot camiayı rezil etmişti, şimdi bir yönetici o rezilliğin hesabını sessizce ödeyecek ve adını da “sağlık sorunları” koyacak.

Ama unutmayalım: Bu kurumun en büyük hastalığı skandallar değil, suskunluktur.
Ve her suskunluk, bir gün fırtınaya dönüşür.

Gökyüzü temizdir ama bazı koltuklar hâlâ bulutlu ve kirli.

UÇUŞ OKULUNDA TACİZ İDDİASI…

Özel pilot okullarından birisinde taciz iddiaları mevcut. Bu pilot okulunda yaşandığı iddia edilen olayları ve olayın taraflarını araştırıyorum. Sanmayın ki bu tür olaylar sadece THY ve diğer havacılık aktörlerinin içinde yaşanıyor. İşte örneği; pilot okulunda da var. Ama gizleniyor. Gizlemek! Nereye kadar göreceğiz…

LİFUS KONUSU…

THY’nin ikinci pilot adaylarıyla iş akitlerini sonlandırdığı, tip eğitimi sırasında başarısız oldukları gerekçesiyle iş akitleri fesh edilen pilotlarla ilgili olarak çok derin bir çalışma içindeyim. Bu konuyu önümüzdeki günlerde hem haberleştireceğiz, hem de yorumlayacağız.

Öyle gençlerin hayalleri ile oynamaya kimsenin hakkı yok.