Uçuşa Yasak Alanlar

Bir memlekette özgür basına nefes aldırmazsan…
Bir gün sen nefes almak istediğinde kimse oksijen tüpü taşımaya gelmez.

Bugün “fotoğrafımı kullanma”, “haberimi böyle yazma”, “reklam verdim, hakkımda kötü bir şey yazmayacaksın” diye direktifler dağıtanların yarın aynı koltuklarda oturacağının bir garantisi yok.

Zira tarih, makamların değil, hakikatin baki olduğunu yazmaktan hiç yorulmadı.

Basının işi kimseyi pohpohlamak değil;doğruyu yazmak.

Kaldı ki yazanın kalemi kırılırsa, yarın yönetenin kaderi kırılır.
Empati yapmıyorlar…
Bugün güç onların elinde, peki ya yarın?
Biri gelir, biri gider… Ama adalet bir kez gömülürse, kimse bulamaz.

Gelelim havacılık dünyasına…

Bu hafta gökyüzünde bir deprem oldu.
Ama Tokyo’da görülen cinsten değil,
bayağı Pegasus merkezli,“sarsıntısı Avrupa'dan hissedilen” türden.

Türkiye’nin düşük maliyetli taşıyıcı kimliğiyle büyüyen Pegasus,
öyle bir stratejik hamle yaptı ki,
Avrupa’da kendisini yıllardır sadece tek bir rakiple kıyaslayanlarıntüm hesaplarını bir gecede çöpe attı.

Smartwings ve Çek Hava Yolları anlaşması…

Bu stratejik adım yalnızca bir satın alma değil;
Avrupa pazarında başrol için verilen mücadelenin ilanı.
Birileri kendini yıllarca “rakipsiz” sanmıştı.
Meğer yarış meydanında tek değillermiş,
sadece Pegasus arkadan sessizce geliyormuş.

Türlü engellemeler, türlü söylemler, türlü bürokratik duvarlar…
Ama Pegasus yılmadı.
Havacılıkta “zirveye oynama” iddiasını bir cümleyle değil,
bir imzayla koydu:
Büyüyorum, geliyorsan gel; yoksa kenara çekil.

Bu stratejik adım, Türk havacılık tarihinde bir paragraf değil,
koskoca bir başlık açtı.
Gelecek yıllarda derslerde okutulacak bir başarıhikayesi ve vaka analizi:
“Küçük görüleni hafife alırsan, bir gün büyük resmi kaçırırsın.

Gelelim Plaza Premium’a…

Bazı kurumlar vardır:
Sözlerle değil, davranışlarıyla konuşulur.
Davetiye gönderirler, ama asıl davet ettikleri nezakettir.

Bora İşbulan ve Yasemin Akçay önderliğinde
Plaza Premium ekibinin ortaya koyduğu misafirperverlik,
bugünlerde iyice unutulan bir değeri hatırlattı:
İnsana değer vermeyi.

Bir etkinlikten ötesiydi bu…
Hani bir ortama girersiniz,
“Demek ki hâlâ bu ülkede iyi şeyler oluyor” dersiniz ya;
işte tam öyle bir tablo.

Profesyonellik var, samimiyet var, vizyon var.
Ve en önemlisi…
Saygı var.

Basına, iş ortaklarına, sektöre…
Her kesime aynı özenle yaklaşan bir kültür.

Bu ülkede bazı insanlar “fotoğrafımı kullanmayın” derken,
bazıları “hoş geldiniz, buyurun birlikte üretelim” diyor.
Aradaki fark yalnızca üslup değil,medeniyet farkı.

PPG küresel ölçekte 42 ülkede, 100’ün üzerinde havalimanında doğrudan faaliyet gösteriyor.

Bağlantılar ve iş birlikleriyle birlikte yaklaşık 600 havalimanında hizmet veriyor…

Tebrikler Plaza Premium Grubu

Dönelim en baştaki meseleye…

Basını susturmaya çalışanlar,zamanı gelir kendi sessizliklerinde kaybolur.

Adalet er ya da geç yerine gelir.
Gökyüzü gibi…
Hepimizin üzerinde ve kimseye ait değil.

Bugün Pegasus’un cesareti,
yarın bir başka markanın vizyonu,
öbür gün Plaza Premium’un zarafeti…
Hepsi bu sektörü büyütür.

Ama basının sesi kısılırsa,kimse gerçeğin piste teker koyduğunu göremez.

Yeni hafta başlıyor…
Umarım gökyüzü gibi açık ve adalet gibi net olur.

Serdar Başağaoğlu

[email protected]