THY’ DE ŞU AN İÇİN İKRAMİYE YOK: Prof. Dr. BOL-AT 2024 yılı için belirlenen ikramiyelerin, sene sonundaki performans verilerine göre belirleneceğini ve şu an için herhangi bir ikramiye ödemesi yapılmayacağını açıkladı. Ben şaşırmadım. Bu ödemeyi bekleyenler tabii ki vardı. Onlar için de üzgünüm. Eski tarihli yazılarımı bayağı taradım. 2022ve 2023 senelerinde yapılan bir ikramiye ödemelerinden önce ne demişti Prof. Dr. BOL-AT bugünden alınan sonuçlara bakınca sene sonundaki tabloyu tahmin edebilmek zor değil. Bu nedenle sene sonu karına mahsuben ödeme yapabiliriz vb. benzeri sözler söylemiş ve kendisine yakışan İleri görüşlü bir düşünce sergileyerek bunu ifade etmişti. Çalışanlar çok mutlu olmuştu tabii ki. Yorumlarında kendisine “baba” diye hitap edenler ve “THY’ ye gelmiş geçmiş en iyi YK Başkanı” derecelendirmesini bile yapanlar olmuştu.
Ancak bozguncu yapıdaki Çetin Özbey temenni ederim ki, 2024 yılında da böyle bir tahmine dayalı bir ödeme yaparlar diye bir söz sıkıştırmıştı satırların arasına. Bunu takiben dört rakam ve iki kelimelik ifadesine yer açmıştı satırlarında. “2024’de seçim yok ki?” Ben de sanki büyük bir tahminde bulunmuşum gibi bunu söylüyorum. Eminim ki o zaman bu ikramiyeyi alanların içinde olan çok kimse de düşünmüştür benim aklıma geleni.
Ama Prof. Dr. BOL-AT yaptığı bu uygulamanın çalışanlarda bir sonraki sene / seneler için de beklenti yaratacağını düşünememiş miydi? Koskoca Prof. Dr BOL-AT’ın bunu düşünememesi mümkün olabilir mi? Tabii ki olmaz. Ama bu tür konulara politikacıların / siyasilerin konulara yaklaşımları ve bakış açıları tabii ki bizlerden farklı. Hedefte seçim olduğuna göre uygulamanın sonraki etkilerini dikkate almadan ve de değerlendirmeden bu tarz bir davranış sergilemesi normal.
PROF. DR. BOL-AT’ politikacı / siyasi dememi yadırgamayacağınıza eminim. Personele seslenişinde siyasi parti sloganı kullanan ve söylemini o sloganla bitiren, çalışanlara uyguladığı ayırımcılığı ve istihdamla ilgili tüm konuları siyasi görüşü paralelinde dizayn eden bir yönetici (?) için başka nasıl bir yakıştırma yapılabilir
Siyaset Oltasına Yakalanmadan
Sayın Hüseyin KARA nın “Siyaset oltasına yakalanmadan “yazısından esinlenme ötesinde faydalanarak şekillendiğim satırları sizlere aşağıda paylaşıyorum. İstedim ki nakledeceğim görüşler bana ait olmasın. Görüşlere katılır mısınız bilemem. Bizim tanıdıklarımız (?) ise yakalanma ötesi kendilerini siyasetin esiri haline gelmiş şahıslardır.
Muhalefet iktidar olmaya çalışır, iktidarsa muhalefeti saf dışı etmeye. Uzayıp giden, yumuşaklıktan sürekli uzaklaşılan kısır bir döngü… Böyle olunca, siyaset / siyasiler içinde objektiflik denen gerçekçi bir duruş asla olamaz.
Yaşadığı dönemin önde gelen İslami düşünürlerinde biri olan Bediüzzaman “Siyasetçi, ekserce tam müttaki dindar olamaz. Tam ve hakiki dindar, müttakî olanlar, siyasetçi olmazlar” diye çok önemli psikolojik içerikli sonucu özetler. Çünkü siyaseti amaç edinenlerde birinci öncelikte olması gereken din ya da hakikat, en azından ikinci dereceye inmiştir” demiştir.
“Peki Müttaki ne demek? Müttaki kelimesinin anlamı nedir? Müttaki yaşamını yüce dinimiz İslam'ın gerektirdiği şekilde yaşayan, günah işlemekten uzak duran kişiler için kullanılan bir terimdir.”
Elbette herkesin dört yılda bir kez siyasî bir tercihi olmalıdır. Ama bu tercih orada kalmalı, hayatın diğer safhalarına
asla taşınmamalıdır. Hayata başka gözlüklerle bakmak bağnazlığın da barbarlığın ve hatta canavarlığın da ilacıdır. Sürekli siyaset gözlüğünü takan insan bir anlamda kördür; hakikatleri olduğu gibi görebilme imkanlarının da olmadığı bu türlerin hareket ve davranışlarından görülmektedir.
Siyasette kör bir taraftar olmak kişiyi bir anlamda hastalık seviyesinde takım tutmaya hatta sonuçta kendilerinden olmayan insanların hak ve hukukunu hiçbir konuda dikkate almamaya kadar taşıdığı yaşanmışlardan görülmektedir. Şunu da vurgulamak gerekir ki, bu türü benliğinden ve bazen de insanlıktan uzaklaştıran husus tüm varlığı ile özdeşleşmiş olduğu siyasettir. Zira bu türler artık gördükleri her şeye siyaset gözlüğü ile bakma alışkanlığında olup, tüm değerlendirmelerini de buna göre yapacaktır. Siyasetle özdeşleşmek denince bu fiil tüm dikkatini buna vermeyi gerektirir ki buda diğer insanları ve çevreyi bu ölçüyle, siyasi bakış açısı ile değerlendirme sonucuna götürür. Karşısındaki insan / insanlar hangi fikir ve görüşte olursa olsun, kendi siyasi inanışında değilse onlar hakkında her konudaki kanaati olumsuzdur. Bizden / bizden değil, dolayısı ile iyi ve kötü kavramları düşünce dünyasını kesin çizgilerle bölmüştür. Kendi siyasî fikrine göre her şey ya siyahtır ya beyaz, yani ya iyidir ya kötü. Onun dünyasında iyinin ve kötünün başka tonu yoktur. İnsanlarla ilgili her türlü uygulamayı yalnız bizden / bizden değil ayırımcılığının üzerine bina ederler
ÇİRKİN SUÇLAMA. 5.KOL FAALİYETİ BY PROF. DR. BOL-AT
Evet, eğer işten çıkarttığınız çalışanın iş akdinin neden feshedildiğine, kanuni zorunluluğa rağmen, konu ile ilgili mevzuata uygun olmayan bir şekilde yapmakta ısrarcı olduğunuz fesih bildiriminde yer vermezseniz, bu durumu daha çok yaşayacaksınız demektir. Hoş Fetöcü diye ilan ettiğiniz 211-2 çalışan için hukukçularınız mahkemeye verdiği yazılı savunmada iş akitleri feshedilen grup içinde Fetöcü bulunmamaktadır diyebildiklerine göre (?) Bunu düşünenler de mutlak vardır/ olacaktır(?
Bu durumda olan her çalışan durumunu ve nedenini sorgular. Kurum içinde yetkili herkese, başvurur ve cevap alamaz ise bir tek çaresi kalır. Şirketin tepesindeki zat ile görüşmek. Bu arada eğer üst yönetici bu tür sıkıntılardan mustarip olan çalışanla/ çalışanlarla görüşmemekte ısrar ederse, çalışan yaşadığı gerginliğin etkisi altında normal şartlarda mantığının kabul etmediği davranışlar sergilemekte tereddüt etmeyebilir. Kurumdaki pozisyonunu
düşünmeden belirli ayrıcalıkları (paydaşlık vb.) olan insanların da bulunduğu toplantılarda yapılan faydasız konuşmalar, yetkililerle herkesin duyacağı şekilde münakaşa etme vb. Dolayısı ile 24 Mayıs THY Genel Kurulunda benzeri bir konu ile ilgili olarak tarafların vuku bulan sıkıntıyı yaşamaları kaçınılmaz olur. Evet, bu tür davranışlar problemi halletmez ancak çözümünü daha da zorlaştırır. Mağdur durumda bulunan şahıs günün şartlarını yeniden değerlendirip sorunun halledilmesi için gerekli ve geçerli olan alt yapıyı temin etse bile (?) sorunun çözüme ulaşması insanlara ve ailelerine çok zor durumlar yaşatacak kadar uzayacaktır. Hata o insanda değil, insanlık dışı şartları hazırlayıp kişinin bu psikolojik yıkıma düşmesini sağlayan, insan ayırımcılığı konusunda uzmanlaşmış olan yöneticilerdedir. Maalesef ahlakı şüpheli bir yöneticinin maksatlı suçlamaları bile dürüst bir çalışanın itibarını lekeleyebiliyor. Ve de suçsuz çalışanların çoğunu, kendi işledikleri suçlardan bihaber görünmeyi beceren yöneticiler yargılıyor ve cezalandırıyor.
Evet, çoğumuz biliriz ki: YÖNETİCİLERİN SIKINTILARININ YARISI, CESARET GÖSTERİP DOĞRUYU
SÖYLEYEMEMELERİNDEN KAYNAKLANIR. Bu husus tüm benzeri yaşanmışlarda ön plana çıkar. Bizlerde iş hayatımızda bunu ve benzerini yaşamış veya bu tür hususlara şahit olmuşuzdur.
GELELİM TÜRK HAVA YOLLARININ GENEL KURUL TOPLANTISINA
Prof. Dr. BOL-AT’ın yukarıdaki görselde değerlendirmenizse sunduğum “Çirkin Suçlaması” bana şunu anlattı. Fark ettim ki; İnsan başkalarını kendisine müdahale edilmeyen, sözünün kesilmediği bir ortamda rahatça yermeye koyulunca, omuzlarını çökerten hatalarından, hak ve hukuka aykırı davranışlarından, bir adım öte bu tür davranışlarından kaynaklanan suçlarından kendini kolayca arınmış hissediyor.
İnsan hem Genel Kurulu yapılan şirketin Yönetim ve İcra Kurulu Başkanı, hem de Genel Kurul toplantısının Divan Başkanı olunca üstelik toplantı başlamadan günlerce önce şirketin en büyük hissedarının bağlı olduğu Cumhurbaşkanlığı makamından güven oyu almış olduğunu 49,12% hisse sahibinden öğrenen bir tepe yönetici olarak, iyice rahatlayıp toplantıda bugüne kadar söz verdiği yöneticilerin ağzını açmalarına (?) müsaade etmeden ( yalnız birinin teknik bir konuda konuşabilir kılmasını takiben) bülbül misali şakımasını normal karşılayan çok kişi vardır sistem içinde.
Her ne ise ANONİM ŞİRKETLERİN GENEL KURUL TOPLANTILARININ USUL VE ESASLARI İLE BU TOPLANTILARDA BULUNACAK BAKANLIK TEMSİLCİLERİ HAKKINDA YÖNETMELİK ‘de açık seçik yer almamasına rağmen Toplantıda Yönetime sual yönelten katılımcıların sorularının / özetinin tutanakta yer almamasını şaşırtıcı bulduğumuzu ifade etmeliyim. Her ne kadar tutanakta suallerin kanuni süre içinde yazılı olarak cevaplanacağı hususu yer almakta ise de Genel Kurul toplantısına iştirak eden hissedar veya hissedar temsilcileri, toplantı gündeminde yer alan dilek ve temenniler ile ilgili kısmında konularını ve bu hususlar hakkındaki görüşlerini ifade edebilecekleri kabulü zorunlu olan bir gerçektir. Ve de genel kurul toplantı tutanağında bu bölümde yer alan soruların / özetlerinin ve soruyu yönelten kişinin isim ve soyadının yer alması kaçınılmazdır. Dolayısı ile THY’ nin yazılı olarak verdiği cevaplarda. Özellikle istihdamla ilgili konularda yöneltilen sualleri “İlgili husus Ortaklığımız İnsan Kaynakları Politikası ile alakalı olduğundan Genel Kurul gündemiyle bir ilişiği bulunmamaktadır veya yönetimin toplu iş sözleşmesi maddesi olmasına rağmen ödemediği Pazar mesaisi konularında verdiği “ilgili hususun Genel Kurul gündemiyle bir ilişiği bulunmamaktadır.” Şeklindeki cevapları baştan savmadır. Soruların eksik olup olmadığı nasıl tespit edilecektir.?
Ayrıca TÜRK HAVA YOLLARI A.O. 25.07.2023 TARİHLİ OLAĞAN GENEL KURUL TOPLANTISINDA YÖNELTİLEN SORU VE CEVAPLAR yazısında cevaplanma tarihi bulunmamakta olup, kanuni sürenin ne kadar olduğunu kestirebilmek de mümkün değil.
Bu durumda gündeme 13 ncü madde “dilek ve temenniler” neden konulmuştur.? Lütfen ekteki linki tetkik ediniz. (https://www.erdem-erdem.av.tr/bilgi-bankasi/anonim-sirketlerde-pay-sahiplerinin-bilgi-almahakki) genel kurul toplantılarına iştirak eden hissedarların hakları ile ilgili merak edilen birçok husus yer almaktadır.
PROF. Dr. BOL-AT’ ın Yapısına Uygun Bir Tarz ile Yapılan Genel Kurul Toplantısı
1. Toplantı gündemi Prof. Dr. BOL-AT tarafınca hazırlanmıştır. (İsterseniz THY’ de diyebilirsiniz) hazırlanıyor. Prof. Dr. BOL-AT dahil bir Allah’ ın kulu gündeme 13. maddenin neden konulduğunu ne işe yaradığını bir açıklasa ne iyi olur.
2. Türk Hava Yollarının en büyük hissedarı (49,12% ile) Türkiye Varlık Fonu’dur. Halka açık A grubu hisselerin toplamı ise 50.88 %’olmasına rağmen THY kamu kuruluşu statüsü görünümündedir (?) ve de bu şekilde yönetilmektedir.
3. Türk Hava Yolları Yönetim ve İcra Kurulunun Başkanının Genel Kurul Divan heyeti Başkanlığına önerilmesi etiğe uygun bir davranış değildir. THY Genel Kurullarında Divan Heyeti Başkanı dahil her türlü konu Türkiye Varlık Fonu tarafından önerilmekte ve Türkiye Varlık Fonu temsilcisinin oyu ile kabul edilmektedir.
4. Bu tür durumların istismar edilmesi konusunda büyük usta olduğunu kabul etme durumunda olduğumuz Prof. Dr. BOL-AT’ ın durumdan istifade ederek Genel Kurul toplantılarını da diğer bazı konularda da olduğu üzere şirazesinden çıkartmasını (YAPTIĞI ÇİRKİN SUÇLAMA İLE) hayret ve ibretle izlemekten başka yapılacak bir şey olmadığı açıktır.
5. Şu anda Türk Hava Yollarının Genel Kurul toplantıları yalnız kanun hükmünü yerine getirmek için yapılmaktadır. Ve de bu toplantılardan THY lehine tatmin edici bir sonuç beklemek doğru bir yaklaşım olmayacaktır.
6. Prof. Dr. BOL-AT ‘ın yönetim şekli ve tarzı bellidir. Yukarıda sıralanan uygulama tarzı da kendilerine uygundur.
Yorumlar Tüm Yorumlar (24)