Başlıkta iki konumuz var. Önce daha sansasyonel olandan başlayalım. Bir aile mahkemesinde açılmış boşanma davası dosyasına şikayetçi eş tarafından sunulan beyan ve kanıtların ortaya çıkardığı whats app skandalından.
Bazı pilotlar arasında kurulmuş olduğu iddia edilen whats app ve telegram grupları varmış. Bu mecralarda yapılan paylaşım içeriklerinde bazı hostesleri konu alan, hatta kategorize eden cinsel içerikli sohbetler yer alıyormuş. Kamuoyunda zaten var olan bir çirkin algıyı ve önyargıyı destekleyen bu olay, haliyle maksadını aşan ve yargısız infaza dönüşen bir takım yorum ve açıklamalara da yol açtı.
Haklı olarak, önce TALPA (Pilotlar Derneği) daha sonra da TASSA (Kabin Memurları Derneği) üyelerinin mesleki itibarlarını da hedef alan bu tezvirata karşı açıklama yapmak zorunda kaldılar. Çünkü münferit bazı hadiselerden yola çıkarak genellemeler ve haksız karalamalar yapıldı. Öncelikle, pilotluk ve kabin memurluğu mesleğini hedef alan bu haksız ve yıkıcı tezvirata bir an önce son verilmesi lazım.
Tamamen önyargılı ve haksız olarak, hatta fanatik futbol taraftarı bilinçsizliğiyle, bu meslek mensupları aleyhine başlatılan bu karalama kampanyasına alacağı tedbirlerle son verecek olan THY’den ise henüz tatmin edici resmi bir açıklama yapıldığını duymadık.
Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Bolat’ın, söz konusu gruplarda yer alan personelin tespit edilmesi ve sorgusuz sualsiz işten atılması talimatını verdiği iddiası medyada yer aldı. Kararlı ve gerekli bir tutum alınması bakımından bence bu doğru bir adım olur. Sorgusuz sualsiz işten atma kısmı hariç.
Bu tip diyaloglar ve toplumun tolere edemeyeceği ahlak dışı ilişkiler sadece bu iki meslek gurubuna özel de olmayabilir. Zaten bu yönde bazı duyumlar kulaktan kulağa sürekli dolaşıyor. Tam bu noktada, iş disiplinine uymayan, çalışma barışını ve huzurunu bozan bu çirkinliklere hem tolerans gösterilmemesi ve hem de uygulanacak disiplin işlemleri yönünden kişiye ve duruma özel ayrımcılık, ayrıcalık yapılmaması gerektiğini vurgulamakta fayda var.
Bu tarz çirkin, eski tabirle edep ve ahlaka mugayir disiplinsiz personel davranışlarının, fiillerinin gizlenmek istenmesi şirket itibarı açısından bir yere kadar anlaşılabilir bir durum olabilir. Ama şüyuu vukuundan beter bir olay bu.
Her halükârda disiplin kuralı kesin, açık ve net: Şirket personeline, ailesine veya müşterilere ahlak ve adaba aykırı hal ve hareketler veya tekliflerde bulunmak, şeref ve namusuna dokunacak sözler sarf etmek fiilinin karşılığı, iş akdinin haklı nedenle feshidir.
Bu kapsamda, somut ve kuvvetli şüphe içeren disiplin suçlarının ivedilikle soruşturulması, kuralların, herkese istisnasız ve eşit olarak uygulanması da şirket itibarının ve iş barışının korunmasının gereğidir. Kurumsal etik ve çağdaş kalite anlayışı bunu gerektirir. Eskiden bu tip olaylar hiç tolere edilmez, Teftiş Kurulu tarafından ivedilikle ve gizlilik içinde soruşturulup gereği yapılırdı. Artık Etik Kurul da var ve bu noktada gereken tek şey profesyonel kararlılık, tutarlılık ve irade. Bizden söylemesi…
…
Boeing uçak siparişi konusuna gelelim. Geçtiğimiz hafta THY’nin planladığı hatta 6 aydır görüşmelerini sürdürdüğü Boeing uçak siparişleri iki ülke liderleri arasında yapılacak bir görüşmenin randevu pazarlığı olarak basına yansıtıldı.
Sonda söyleyeceğimi başta söyleyeyim bu doğru bir yaklaşım değildi. Hatta bana göre yapılacak algı çalışmasının fragmanı gibiydi. Özel bir şirket olan THY’nin uçak siparişlerini dış politika kozu olarak gösteren siyasi zihniyetten bahsediyorum.
Bu siyaset anlayışının, iş yapmaktan ziyade algıyı yönetme önceliği olduğu için, zaten planlanmış ve kararlaştırılmış olan uçak alım siparişlerini dış politika görüşmelerinin önemli bir pazarlık argümanıymış gibi yansıtmasını yadırgamıyoruz artık. Ayrıca, devletler arası ilişkilere ve siyasete yön verilen zirve buluşmalarının yapılabiliyor olmasını bile garip bir şekilde büyük siyasi başarı, liderlik başarısı gibi lanse eden, bu yönde algı oluşturan da bir medya var, bu ülkede.
THY yetkilileri bu siparişi aylar öncesinden resmi olarak kamuoyuna duyurmuşlardı. Şirketin 2023 yılında açıklanan stratejik planının bir parçasıydı bu siparişler. Yani bu siparişin liderler arasında yapılacak siyasi görüşmenin başlıca gündem konularından bir olarak açıklanması ve kamuoyuna bir politik başarı algısı olarak sunulması kronolojik olarak da doğru değil.
Sonuç itibarıyla uçakları THY alacak, parasını da THY ödeyecek. Bu peşreve ne gerek var diye sormadan edemiyoruz. Diğer yandan, masada savaş uçakları da varmış. Parasını ödedikleri halde yıllardır teslim alamadıkları F-35 leri ve bir türlü siparişini kesinleştiremedikleri F-16 savaş uçaklarını bu defa alabilirlerse, muhtemelen davul zurna çalarlar. Ne karşılığında aldıkları ise başka konu.
Biz konumuza devam edelim. Geçtiğimiz şubat ayında yaptığı açıklamada, THY Genel Müdürü Bilal Ekşi, Boeing'den alınması planlanan 300 uçak için sözleşme şartları ve teslimat takvimi üzerinde görüşmelerin sürdüğünü; sipariş sürecinin, üretici firmanın tedarik takviminin sıkışık olmasından dolayı 6 ay daha sürebileceğini zaten açıklamıştı.
Sonuç olarak, söz konusu sipariş biri uçak üreten diğeri de uçak satın alıp kullanan iki özel şirket arasındaki bir ticari ilişkiden ibaret. THY, Türkiye-Amerika ilişkileri daha iyi olsun diye bu siparişi vermiyor. Bu uçaklara ihtiyacı var ve sipariş verebileceği başka bir şirket de yok zaten.
Evet Airbus da var ve iki yıl önce bu yolcu uçağı üreticisi şirket ile zaten 230 uçaklık anlaşma imzalanmıştı. Halihazırda, THY filosu bu iki şirketten alınan uçaklardan oluşuyor. Şimdi sırada Boeing siparişi var. Olay tam olarak budur.
Diğer yandan, uçak teslim takvimini henüz bilmiyoruz ama bu sipariş geç kalmış bir sipariş olabilir. Bilindiği üzere salgın zamanı sıkışan sivil havacılık piyasası son iki üç yılda ciddi bir büyüme içinde ve gerek Airbus gerekse Boeing şirketleri artan talebi karşılamakta sıkıntı çekiyorlar. Sipariş konusunda hızlı inisiyatif alıp hızlı karar verenler geçtiğimiz yıl bu süreci başarıyla tamamladılar.
Örnek mi istiyorsunuz? Neredeyse bir yıl önce, geçtiğimiz yılın son ayında Pegasus, sessiz sedasız 200 adet Boeing 737-10 siparişi verdi. Liste fiyatıyla 36 milyar doları bulan sözleşmeye göre, siparişin ilk teslimatı 2028 yılında başlayacak.
Nerdeyse THY’nin olası siparişi kadar büyük olan bu uçak alım programının anonsunu, şirket yetkililerinin yaptıkları KAP açıklamasıyla duymuştuk. Sürpriz bir şekilde verilen bu sipariş, iki ülke liderleri arasında yapılacak görüşmenin ön koşulu ya da pazarlık konusu/algısı olarak önceden kamuoyuna pompalanmamıştı.
Yorumlar