Yaz sezonu havayolu şirketleri için en yoğun dönemdir. Bu dönemde uçakların en kısa rötarı bile tüm uçuş planını etkileyecek bir dizi olayları beraberinde getirir. Yıllardır bu rötarları ve rötar haberlerini Atatürk Havalimanı için hem yazarız, hem yaşarız hem de nahoş hadiselerine şahit oluruz. Bu durum THY ile özdeşleşmiş bir resim olarak hafızalarımızdaki görüntüsünü koruyor. Oysa bu yıl çok farklı oldu. Bu yıl rötar kabusu Pegasus Havayolları'nda hortladı. Nedenlerini aşağıda sıralayacağım.
Türkiye'de garip şeyler oluyor. Ve bu garip şeyler maalesef havacılığımıza da sıçradı. Devamı da gelecek gibi görünüyor. Milli değerlerimize sahip çıkamamışken onları birer birer harcama yoluna gidiyoruz. Son oyun THY üzerine oynanıyor. Bütün bu oyunları demokratik talep kisvesi altında gizlemeye çalışanların aslında neyin peşinde oldukları herkesin malumlarıdır.
Devlet Hava Meydanları İşletmesi çok başarılı işlere imza atmış olsa bile bir o kadar da başarısız uygulamaları, deyim yerinde ise zorbalıkta üstüne hiçbir kurumu göremezsiniz. 18 uçaklık bir park alanı için milyon dolarlık yatırımlara "Hadi pılınızı pırtınızı alın gidin" diyecek kadar da gözü dönmüş bir amatörlük gösterisinde bulunuluyor.
THY’de iş barışını yerle bir eden 305 konusu yargının kararıyla yeni bir boyut kazandı. Yargıtay’ın verdiği karara rağmen ilk günden beri tutumunu değiştirmeyen THY’de herhangi bir etki yaratmadı. 29 Mayıs 2012’de THY ne ise bugün de o. İşte aylardır bizde bunu söylüyoruz. “THY karar değiştirmeyecek” diyoruz.
FLY, TARHAN, GOLDEN, INTER, BEST, WORLD FOCUS, TURKUAZ ve son olarak SKY Havayolları kapısına kilit vurdu. Arada kaçırdıklarım var mı onu da hatırlamıyorum. SAGA Hava Yolları'nın suyundan elektriğine kadar kesik. Ruhsatı askıya alındı. Son nefesinde denebilir. Borajet arkasındaki güçlü işadamından dolayı ayakta kalmaya çalışıyor. ULS'de çokça personel işten çıkartıldı. Büyüyen havacılıkta çürüyen havayolu şirketleri. Nerede büyüdük nerede küçüldük, neden büyüdük nasıl küçüldük?
Türk Hava Yolları çalışanlarının bir kısmının katıldığı grev 15 günü aştı. Aştı da ne oldu? Hem greve katılanlar hem de sendikanın pusulası şaştı. Evdeki hesap çarşıya uymadı. Sendika başkanının “üyelerimiz bizi yanılttı” sözleriyle de başarısızlığı kabul etmiş oldu. Bu sözü sadece sendika başkanı söylemiyor. Sendika yöneticileri de söylüyor. Benim asıl varmak istediğim nokta şu; sendika, Airporthaber’in sendika lehinde taraf tutmasını istiyor.
Siz bu yazıyı okurken grev 13’üncü gününe girecek. Sonuçlarına bakarsanız, anlamsız bir başka deyişle başarısız grev. Amacına ulaşmamış her türlü eylem başarısızdır. Bunun adı ister grev olsun, ister protesto olsun isterse herhangi bir eylem olsun. Sonuca etki etmiyorsa başarısızdır.
Türk Hava Yolları ile Hava İş Sendikası arasında başlayan gerginlik geçen yıl 29 Mayıs 2012’de yapılan eylemle başlamıştı. O eylem her ne kadar gayrı yasal olsa bile savunulabilir bir zeminde idi. Yani grev hakkını yok edici bir yasaya karşı tepkiye dayanan bir eylemdi. Bugün yaşanan ise yasal bir grev. O günden bugüne nasıl gelindi?
Sendika uslanmaz çocuk gibi. THY dediğim dedik gibi. Olan yine çalışana olacak. Yine canlar yanacak, yine gözyaşları göreceğiz. İstemediğimiz nahoş hadiselerle yatıp kalkacağız. Her zaman olduğu gibi ezilen yine çalışanlar olacak. Grev kapıda, THY çalışanları tedirgin, iki tarafta Nuh deyip peygamber demiyor. Ne olacak sonu?
Bundan büyüğü olur mu havacılık adına. Havacılığın kalbi İstanbul’da atıyorsa ki atıyor bu yatırımdan büyüğü bir daha kim bilir kaç yıl sonra olur. Olursa da biz görebilir miyiz? Hiç sanmıyorum. İstanbul’a yapılacak olan 3. Havalimanı diyorlar ama bana göre 1. havalimanı ihalesi nefesleri kesti. İpi göğüsleyen Limak’ın oluşturduğu konsorsiyum oldu. Hayırlı olsun.
Şu havacılık sektöründe atılan iftira kadar başka bir sektörde iftira var mıdır bilinmez ama bu iftiralar mide bulandırıyor. Bu iftiralar bu çirkeflikler insan olanın utanması gereken bir durumdur. Isparta kazasının bilirkişisi hakkında yapılan iddia üzerine yazmak istedim bu satırları.
Yavuz Çizmeci ya çok talihsiz ya çok uyanık ya da çok beceriksiz. Sultan Havayolları'ndan tutun VIP Air'den devam edin World Focus ile sürdürün Yavuz Çizmeci'nin havayolu geçmişini. My Technic Türkiye'nin en güzel düşüncelerinden birisi olmasına rağmen, her gün farklı iddiaların merkezine oturuyor. Onur Air ise henüz devir işlemi bitmemiş bir belirsizliği yaşıyor. İşte bu iki konuya değineceğim.
Türk Hava Yolları çalışanlarının sendikası Hava İş grev kararını astı. Bana göre her zamanki gibi blöf. Bir başka deyişle grev kararını asmaması halinde yetkileri kalmayacaktı. Grev olur mu? Hayır. Birazdan açıklayacağım. Grev kararının yanında Isparta kazasının son bilirkişi raporuna da bir kaç söz söylemem gerektiğine inanıyorum.
Vurdumduymaz yöneticilerin sayesinde Türkiye yeni bir açmazın içine giriyor. 25 Mart tarihinde yazmış olduğum yazıda, ülkemizin EASA ülkeleri nezdinde lobi yapmaları gerektiğini savunmuştum. Özellikle THY ile Pegasus'un bu işin önderleri olacağını söylemiştim. Şimdi yeni bir tehlike kapımızda.
Aslında rötarı THY özelinde konuşmamak lazım. Ama hava ulaşımımızın yüzde 70’inden fazlasını THY oluşturuyorsa ön plana THY’yi almak doğru bir tespit olacaktır. Fazla lakırdı yapmadan lakırdı yapanlara sözüm olacak. Havacılıkta rötarın keyfi sebeplerle olmadığını anlamamız için havacılık kültürünün oluşması gerekiyor.
Şu havacılık sektörünün EASA'dan çektiği nedir? Eften püften sebeplerle akla hayale gelmez dayatmalar. Adına da kural diyorlar. Kendi kurallarının arkasında hangi kuralsızlıklar ve hangi korkular yatıyor anlatmaya çalışacağım. Ve tabi ki dünyanın yaptığı gibi çok basit bir çözüm önereceğim.
Türk Hava Yolları Mart ayında iki çalışanını tartışmalara mahal verecek şekilde kaybetti. Biri Şentürk Çavuş diğeri de Sema Müstecaplıoğlu. Şentürk Çavuş hep üzerinde durduğum havacılık kültürünün kurbanı oldu diyebilirim. Peki ya Sema Müstecaplıoğlu'nun ölümü? En çok tartışılacak ve belki de THY'nin insani kararlar almasına yol açacak bir ölüm bu.
Önce Berlin'deki o görüntüden bahsetmek istiyorum. Airporthaber'de görmüşsünüzdür. Dünyanın en büyük turizm fuarında THY'yi tanıtmak üzere görevlendiren arkadaşlar başörtülü idi. Açıkçası en iyi şov yapılacak yerde en kötü görüntüyü THY verdi diye düşünüyorum. Ama daha da kötüsü THY içindeki üşütük beyinlilerin olması. Şimdi açıklayacağım. Öyle yöneticiler var ki hangi beynin ürünü olduklarına aklınız ermez. Yazık Globaly Yours'a.
Makamın ne olursa olsun, eğitimin hangi düzeyde olursa olsun insan olamadıktan sonra tüm insanlık için boş adamsın. Türkiye'nin en köklü kuruluşu DHMİ'de müdürlüğe kadar ulaşmışsın ama seni oraya atayanların ne kadar küfürbaz ve seviyesiz olduğunu bilmiyordur. İşte yıllardır söylediğimiz havacılık kültürü.
Türkiye'nin tek bölgesel havacılık şirketi Borajet. O kadar tehlikeli adımlar atıyor ki bakalım kıymet bilen olur mu? Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım'ın arzu ettiği hedefleri gerçekleştirmek üzere yapıyorlar bunu. Bir havayolu şirketinin kolay kolay alamayacağı riskleri alıyorlar.
Bu hafta sonu 11'inci aya girecek THY'nin işten kovduğu 305 kişinin evine aş girmeyeli. "Kurunun yanında yaş da yandı" demiyorum. Elbette savaş kazanırken şehit verilir. Ancak bu savaşın ne galibi var ne de mağlubu. Bu olayı böyle görmek lazım.
Türk Hava Yolları'nın kabin memurları için tasarlattığı kıyafetler hafta sonu sosyal medyada en çok konuşulan konulardan biri oldu. Resmen memleket meselesi haline getirildi. Belli ki kamuoyu bu kıyafetleri bir işaret, bir simge, bir geçiş olarak algıladı. İlgili ilgisiz herkes bu konu ile alakalı yorum yaptı.
Onur Air’de devir işlemi bitti-bitecek. Deyim yerinde ise eli kulağında. Bu satış bir devrin de sonunu getirmiş olacak. Havacılıkta saygıdeğer bir isim kenara çekilmiş olacak. Belki de bu hamle ile havacılıktan kurtulmanın keyfini yaşayacak. Sır küpü Cankut Bagana sırları ile baş başa kalacak. Hiç göz önünde değildi yine de öyle olacağını düşünüyorum.
Türk Hava Yolları'nda o kadar talihsizlikler yaşanıyor ki, buna yöneticilerin son ayarlamalarla 50-60 bin TL'ye varan aylıklarından kaynaklanan ne oldum deliliği mi yoksa THY için teknik bir ikaz mı demek lazım açıkçası kestiremedim. İzmir uçağında yaşanan korku dolu dakikalardan sonra şöyle iki aylık bir süreyi tarayayım derken neredeyse 3 günde bir olay olmuş THY'de. Tarihsel olarak sıralayacağım bu olayları yorumlarınıza sunacağım.
Değerli okurlarım,geçen hafta üç gün Ankara'da kaldım. Çok önemli belgelere sahip oldum. Ankara kazan ben kepçe hesabı bahsedilen belgelere ulaşmak için ter akıttım.