Değerli okurlar; emin olun ki yazdıklarım ve bugüne kadar benim köşemde okuduklarınız hiçbir negatif düşünce ürünü değildir. Tamamen objektif ve tamamen somut bilgiye dayanan yazılar yazmaya gayret ederim. Temel Kotil ile ilgili birkaç hafta önce yazdığım yazının bana gelen bir belgeyi gördüğüm çok hafif kaldığını düşündüm maalesef.
THY'nin çalışanlarının sendika konusunda neden hiç yüzü gülmedi? Geçmişe bakıyorsunuz ideolojik sendikacılık bugüne bakıyorsunuz beklentileri hiç mi hiç karşılayamayan üstüne üstlük güncel konulara yönelik tepki vereyemen bir garip yönetim. Son açıklamaları evlere şenlik. Varlığı ile yokluğu anlaşılamamış sendika(cılık).
Bugünün şartlarına baktığımda, geçmişi gözümün önüne getiriyorum ve birçok şeyi anlamakta güçlük çekiyorum. Anlam veremiyorum. Saplantıları bol olan, koltuk sevdalılarının hallerine bakıyorum acınacak hallerini görüyorum. İşte anlayamadıklarım ve anlayamayacaklarım...
Herkese şirin, herkese gülen yüz, herkese mavi boncuk. Lakin yaradılmış özellik gibi görünen bu yüzün arkasındaki ego, kibir, fitne. THY emektarlarını kendine rakip gören bir saplantı ve ruh hali. Hepsi Temel Kotil'in aynadaki görünmeyen hali.
Türk Hava Yolları tarihinin en büyük ilanına çıktı. Hemen hemen tüm uçak tiplerinde pilot aranıyor. Ateş bayacayı sarmış durumda. Tehlike büyük. THY, pilot bulmakta ve yetiştirmekte zorluk çekiyor. Koca kurum iç çekişmelerin ve ihtirasların kurbanı olacak!
Atlasjet Havayolları ile Irak arasında yaşanan kriz Türk Sivil Havacılığı'nın ne denli bir sahipsizlik içinde olduğunun göstergesidir. Bir havayolunun uçuşlarının ticari anlaşmazlıklar sebebiyle durdurulması üzerine yetkililerin sessizliği anlaşılabilir değil.
Türk Hava Kurumu olağanüstü genel kurulu sonrasında yeni başkanı belli oldu. Adapazarı Şube Başkanı Vacit Öktem, kurumun yeni genel başkanı oldu. Yazımın başında söylemek isterim ki işi çok zor. Şimdi silkelenme zamanı, yeniden yapılanma zamanı ve en önemlisi kuruma itibar kazandırma zamanı.
Farkında mısınız bilmiyorum ama; 2011 yılından itibaren havacılık sektöründe yaprak kımıldamıyor ve bana göre “durağan mı desem düşüş mü desem” adını koyamadığım bir dönemi yaşıyoruz. Girişimciler de her nedense bir şekilde engelleniyor ya da bir şekilde defans ile karşılaşıyor.
Bazen kendimden şüpheleniyorum. Bütün havacılık sektöründen de şüpheleniyorum. Acaba hepimiz aptalız da bir tek Temel Kotil mi akıllı diye düşünüyorum. Bu kaçıncı gaftır, bu kaçıncı düşünmeden konuşmadır ve bu kaçıncı küçük düşürmedir THY'yi?
Önce, geçen haftaki yazıma bir iki kelam edip sonra THK'de yirmi gün sonra yapılacak olan seçimlere değinmek istiyorum. Gerçekten THK seçimlerini kim kazanırsa kazansın ateşten gömlek giyecek. Ve kararı verecek olan delegeler, kurumun ya kaderini ya da batışa giden yolda kederini oylayacaklar.
Paralel yapı demek istemiyorum ama, güdümlü medyanın, çıkar medyasının bilmeden, araştımadan saçma sapan bilgiler ile yazdığı haberlere itibar edenleri anlamakta güçlük çekiyorum. Hele ki, bu saçmalıkların peşine düşenleri de, karın ağrısından kaynaklanan hazımsızlık olarak değerlendiriyorum.
Derin bir oh çektiler, prangalarından kurtuldular. Geleceğe umutla bakabilmenin hazzını yaşadılar. Bizim yazdıklarımızı görmezden gelenler, gösterilmeyenler, adeta sağır, dilsiz, kör bırakılanlar uyandı. Hiçbir şey eskisi gibi olmayacağını anladılar.
Sen yine doğruları söylememişsin. Ama doğruları ben kamuoyuna açıklayacağım. Kendinden bahsetmemişsin ve o kısmı laf kalabalığı ile geçiştirivermişsin. Ama merak etme ben bu kez seni savunacağım. Eksilerine rağmen bu konuda sana hak vereceğim.
Malumlarınız THK'nın en tepesi ve onun işbirlikçileri değişik iddialarla tutuklandılar. Şimdi yangından mal kaçırma peşinden olanlar olabilir. Çok güçlü bir iddiayı da yazımın başında söyleyeyim. Adli kontrol şartı ile serbest kalan Volkan Yılmazer'in kısa bir süre önce eşinden boşandığı iddiası var. Dikkate alınacak bir durum.
Neresinden tutsam elimde kalıyor. Ne kadar söylesem dilimde tüy bitmekle kalıyor. Türk Hava Kurumu'nun içler acısı durumundan bahsediyorum. Bugün tutuklu bulunanları defalarca uyardım. Onlar ne yaptı? Bizi engellemenin yolunu aradılar. Tehditler gönderdiler. Kolumuzu, kanadımızı kıracak adam arayışına girdiler.
Ne THY uçaklarındaki arapça yazılar ne yeni kurulacak olan havayolu şirketleri ne de Türkiye'de ikincisi düzenlenen IFTE fuarı. Son haftalara damgasını vuran gaf, Temel Kotil'den geldi. Kotil, "Ebola tehlikeli değil ama bulaşırsa ölümcül" diyerek akademik kariyeri ile de ters düşmüş oldu.
Uzun süredir Türkiye'de havayolu şirketi kurulamadı. Hamleler oldu ama çoğu direkten döndü bazı girişimler de ötelendi. Antalya merkezli kurulması gündeme gelen VIP Air kurulamadan kepenk kapattı. Anex Tur ise girişimini patron kararı ile erteledi. Şimdi iki şirket birden bu kez Ankara merkezli kuruluyor.
Yazmamak için, Türk Hava Kurumu gibi güzide bir kurumu yıpratmamak için o kadar çok direniyorum ki anlatamam. Ama gel gör ki söylemlerle eylemlerin birbirini tutmaması üzerine kamuoyunu yalanlarla, süslü kelimelerle kandıranları ifşa etmenin boynumun borcu olduğunu hissediyorum. En azından kendi adıma balık hafızalı olmadığımı göstermek istiyorum.
Bu hafta şov haftası. Havacılığın güzelliği bir araya gelecek. İrili ufaklı demirkuşları göreceğiz yine. Başka şeyler de göreceğiz.Mesela törene katılacak olan Ulaştırma Bakanı Lütfi Elvan'a altı ay da olsa yaranmak isteyen yalakaların nasıl ezilip-büzüldüğünü göreceğiz.
Türk Hava Yolları kabin memuru almak için geçen hafta bir ilan verdi. Tam da benim "THY RAPOR ALANLARI İŞTEN ÇIKARMA HAREKATINA BAŞLADI" yazımın arkasına gelen bu ilan, öğütleşilerek yazılmış bir yazı görüntüsü verdi. İlanın içinde yer alan kriterler kabin memuru, halk tabiri ile hosteslerin akılları ile dalga geçilmiş gibi duruyor.
Baştan söyleyeyim. Umarım duyduklarım yalandır. Çok vahim çalışma yapılıyor THY'de. Geçmiş yıllarda örneğine çok rastlamıştık. Hatta bazı yazılarımda uyardığım için THY çalışanlarından negatif yorumlar almıştım. Ama sonunda benim söylediklerimin ve yazdıklarımın gerçekleşiyor olması yine beni üzüyor.
Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olunmaz. Maalesef ülkemiz havacılığında bu tür insanların varlığı mevcut. İşte bu yüzden önereceğiniz ya da bilgi sahibi olduğunuz konuları açıklamanızın düşmanları, negatif tetikçileri çok oluyor.
Havacılık sektörünün dünyada baş döndürücü bir hızla gelişmesine paralel olarak, ülkemizde de hızla geliştiği muhakkak. Yüksek iş hacmi ve yoğun talepler karşısında MRO büyük atılımlar gerçekleştirdi. Mevcut havalimanlarının kullanımı ve yenilerinin inşası konusunda dünyanın gıpta ile izlediği günleri yaşadık. Peki yeterli mi? Elbette hayır.
Nerede on yıl öncesi? Harıl harıl çalışan ulaştırma, sivil havacılık, DHMİ. Sabahlara kadar sönmeyen ışıklar nerede? Açılıştan açılışa, uçuştan uçuşa giden sektör nerede? Ankara'da sokaklar ıssız, Ankara'da Ulaştırma sessiz, Ankara'da insanlar dilsiz.
Türk Hava Yolları'nda sistem sorunu baş gösterdiğini bunun sebeplerinin işaretini de üç aşağı beş yukarı sıralamıştım geçen haftaki yazımda. Hatta başpilot Kadir Dokuyucu'nun acem ziyaretlerinden de bahsetmiştim. İranlı pilotlarla görüştüğünün işaretini vermiştim aslında. Hafta içi Airporthaber'de gelişmeleri haberleştirdik.