Atatürk Havalimanı, Türkiye’nin gurur kaynağıdır. Yılda 50 milyondan fazla yolcuya hizmet veren bu dev havalimanı, bilindiği gibi arsasına tamahen çatır, çatır yıkılacaktır. Havalimanı’nı işletmekte olan şirket, nasıl olsa burası elimizden gidiyor, bari bu son dönemde ne kira alsak kârdır diye terminali kasaba çarşısına çevirdi. Ana binanın merkezinde, yolcuların rahat etmesi ve çıkış kapılarına kolayca gitmesini sağlamak üzere, eserin müellif mimarı tarafından bırakılan geniş mekânlar daraltıldı. Dükkan yapıldı. Bu sebeple adının Mahmutpaşa olmasını öneriyorum.
SUB OPTIMIZATION
FED başkanlarından Greenspan’e “geri kalmış ülkeler niçin geri kalıyor?” diye bir soru sorulmuştu. O da, bunun iki
sebebi vardır. Birincisi “sub-optimization”, ikincisi “kötü muhasebe”dir cevabını vermişti. Sub-optimization, “bir sistemin (mesela bir havalimanının) maksimum verimle ulaşmasına, onu oluşturan parçaların verimlerini tek-tek maksimize etmeye çalışmak engeldir” demektir. Yani sistemin bütünsel veriminin maksimize olması için, onu meydana getiren parçaların bazılarının “düşük verimde” çalışması gerekir. Mesela bir havalimanının alışveriş mekânlarının en yüksek kira geliri sağlayacak şekilde inşa edilmesi, havalimanın temel işlevi olan “en çok yolcuya, en kısa zamanda inme-binme hizmeti” sunulmasına engeldir.
HAVALİMANI OTOPARKI GARAJ İŞLETMESİ DEĞİLDİR
Sub-optimization için çok güzel bir örnek de havalimanı otoparklarıdır. Bunlar bağımsız kâr merkezleri değil, havalimanı sisteminin bir parçasıdır. Bu otoparkların kârını maksimize etmek, kendi başına bir amaç olamaz. Otoparkın görevi, en çok sayıda yolcunun varışını ve ayrılışını rahatlatmak ve hızlandırmaktır. Bu maksatla havalimanı otoparklarında fiyatlandırma, uzun süreli kalışları caydırıcı, kısa kalışları teşvik edici olmalıdır. Mesela, 12 saatten uzun kalışlar “uzak semtlerden taksiyle gidip gelme maliyetinden” daha yüksek fiyatlandırılmalıdır. Bu suretle devir hızı artar ve otopark daha fazla yolcuya hizmet verir hale gelir. Havalimanı “vale” servisleri de tam bir baş belasıdır. Toplu taşıma araçlarının, taksilerin ve özel arabalarının yolcu indirme-bindirmesini zorlaştırmaktadır. Kaldırılmalıdır. Bundan daha kötüsü buralarda “havalimanı taksisi” adı altında bir “rant dalyanı” bulunmasıdır. Bunlar da kaldırılmalıdır. Yolcu getiren taksi, boş dönmemelidir.
Son söz: Demokraside hizmet, parayla değil sırayladır.
Ege Cansen / Sözcü
Yorumlar Tüm Yorumlar (14)