AirportHaber Genel Yayın Koordinatörü Ali Kıdık, Türk Hava Yolları ile Pratt & Whitney’in yüzde 50 ortaklığında kurulan Turkish Engine Center'da (TEC) alınan grev kararı sonrasında köşesinde değerlendirmede bulundu.
Peki, Kıdık neler dedi?
İşte o yazı:
Havacılıkta Emeğin Grevi
Binali Yıldırım dönemi ne güzeldi. Havacılıktan anlamasa bile, bir bilene soruyordu. İşte o zamanlar gökyüzü gururumuzdu, şimdi uyarı ışıkları yanıyor.
Emeğin hakkı yerde, adalet irtifa kaybediyor. TEC’teki grev, sessizliğe karşı yükselen son ses olabilir.
Bazı motor sesleri kulağa güç verir. Ama bazen bir sessizlik, bir motor gürültüsünden çok daha gürültülüdür. Şu anda Turkish Engine Center’ın hangarlarında yankılanan da işte o sessizlik. Bu sessizlik bir arızanın değil, bir sabrın tükendiğinin sesi. Türk Hava Yolları ile Pratt & Whitney’in yüzde 50 ortaklığında kurulan Turkish Engine Center’da dört aydır süren toplu iş sözleşmesi görüşmeleri çıkmaza girdi. İşçiler artık masada değil, vicdanlarında karar verdi: Ve sonuç Grev.
Yasal süreç tamamlandığında Türkiye havacılık tarihinde uzun yıllar sonra ilk kez bir bakım merkezinde grev uygulanacak. Bu, sadece bir ücret pazarlığı değil; emeğin onur mücadelesi, nasırlı ellerin masaya vuruş sesi.
2012 yılında çıkarılan 6321 sayılı kanunla 2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Kanunu’na bir cümle eklendi: “6. Havacılık hizmetlerinde.” Yani grev yapılamaz.
Ne Türk-İş ne Hak-İş ne de DİSK buna ses çıkarmadı, eylemler de yapmadı. Velhasıl “Havacılık hizmetlerinde” gibi ucu bucağı sınır tanımaz iki kelimelik kısıtlayıcı söz ile yasaklandı.
YAZININ TAMAMI İÇİN TIKLAYIN
Yorumlar