Küresel havacılık sektörü, tedarik zincirindeki kırılganlığa ve uçak teslimatlarındaki yavaşlamaya rağmen 2026’da şimdiye kadarki en yüksek kâra ulaşmaya hazırlanıyor. Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği (IATA), üretici kaynaklı gecikmelerin havayollarını zorladığını kabul etmekle birlikte sektörün mali dayanıklılığının belirgin biçimde arttığını vurguluyor.
Son dönemde özellikle Airbus cephesinde yaşanan teknik ve kalite sorunları, havayollarının güvenini sarsmış durumda. Avrupa’lı imalatçının A320 serisinde önce kozmik radyasyon etkisiyle ilişkilendirilen uçuş kontrol yazılımı hataları gündeme gelmiş, ardından metal gövde panellerindeki kusurlar nedeniyle şirket teslimat hedeflerini aşağı yönlü revize etmek zorunda kalmıştı. Kasım ayında A320 ailesinin teslimat hızının yeniden yavaşlaması, Airbus’ın baskı altında olduğunu bir kez daha ortaya koydu.
“Airbus geride kaldı, Boeing güven tazeliyor”
IATA Genel Direktörü Willie Walsh, üretici firmaların performansına ilişkin dikkat çekici bir değerlendirme yaptı. Walsh’a göre havayollarının Airbus’a duyduğu güven son dönemde belirgin biçimde zayıflarken, Boeing uzun süredir beklenen toparlanma işaretleri veriyor.
Walsh, “Genel kanı, Boeing’in performansının kayda değer biçimde arttığı yönünde. Bugün havayollarının Boeing’e duyduğu güven daha yüksek. Airbus ise taahhütlerini karşılamakta geriye düşüyor” ifadelerini kullandı.
Bu tablo, özellikle yakıt tasarruflu yeni nesil uçaklara geçiş sürecinde planlarını Airbus’a göre şekillendiren şirketler için önemli bir risk alanı yaratıyor. Teslimat gecikmeleri, filoların yenilenmesini yavaşlatıyor ve havayollarının operasyonel maliyetleri düşürme planlarını ertelemelerine neden oluyor.
Tedarik sorunları sürüyor ama finansal görünüm güçlü
Her iki üretici de parça tedariki ve üretim hatlarındaki dar boğazlarla boğuşurken, havayolları kapasite yönetimi, doluluk oranları ve bilet gelirlerindeki toparlanma sayesinde beklenenden daha sağlam bir mali zemin oluşturmuş durumda.
IATA, yaşanan tüm teknik aksaklıklara rağmen havayolu şirketlerinin 2026’da tarihinin en yüksek kâr marjlarına ulaşabileceğini belirtiyor. Birlik, “Sektör hâlâ yeni uçaklara ihtiyaç duyuyor ve teslimatlar beklentilerin altında seyredecek gibi görünüyor; ancak havayollarının finansal dayanıklılığı bu tabloyu absorbe edecek güçte” değerlendirmesinde bulundu.
Kısacası; üretici tarafındaki krizler sürse de havayolları, 2026’yı güçlü bir bilanço ve tarihî kârlılık potansiyeliyle karşılamaya hazırlanıyor. Havacılıkta dengelerin yeniden şekillendiği bir döneme girildiği ise artık daha net görülüyor.
Yorumlar