14 Şubat 2013, Perşembe 09:51:10

3. HAVALİMANI NEDEN ACELEYE GETİRİLİYOR?

Türkiye’nin en büyük ihalelerinden biri olan 3. Havalimanı Projesi’nde, çevre faktörü ve güçlü bir planlamanın olmaması dikkat çekiyor.

bu proje bir gecede hazırlanmadı tabii ki ama, hazırlık süresinin yeterli olmadığını ve hazırlık sürecinin iyi yönetilmediğini bu işle ilgilenen herkes biliyor. her ne kadar istanbul'a yeni bir havaalanı yapılması gerektiğini düşünsem de, projenin bu haliyle uygulanmaya çalışılmasını tehlikeli buluyorum. en nihayetinde esas olan toplumun emniyetli, kaliteli hizmet alabilmesidir. ancak bu haliyle proje ya birilerinin inanılmaz bir şov malzemesi olacak, ya da büyük bir hezimet ve israf örneği olacak gibi görünüyor. ancak bir yola girildiğini ve artık geri dönüş olmadığını da unutmamak gerekir. keşke "durun; şunları düzeltin, süreci öyle devam ettirin" denebilecek bir durum olsa. ama yok. dizayn şunu öngörüyor: ya özel sektör kazanacak, ya da toplum kaybedecek. pek iyimser olmasam da, umuyorum ki projeyi akil insanlar ifa eder ve eksikler zamanla net bir şekilde ortaya konulur ve adım adım düzeltilir. umuyorum kazanan toplum olur; yağlı kuyruk peşinde, üçün beşin hesabında olanlar değil.
İstanbulun kuzeyinin rüzgar ve sert hava şartları, mevcut AHL ve SAW a göre çok daha çetin geçer. Ayrıca bitki örtüsü açısından büyük kayıp çıkacak. Yapılaşma artacak, zemin yapasını ve arzi şartlarını ayrıca ele almak lazım. Ulaşım dolayısıyla daha fazla egzos emisyonu, yakıt israfı olacak. Peki bu ısrarın arkasında bazı avantajlar var mı? Daha büyük olacak demek bence mevcut havalimanının kapasitesinin tıkandığını ifade eder ki böyle bir kısıt yok. Askeri bölge taşınırsa mevcut kapasite ikiye katlanır. Yeni yatırım ve maliyete gerek kalmaz. Bence İstanbula kanal projesiyle birlikte çok büyük bir yük binecek, bu şehir artık şehir olmaktan çıkıp ızdırap halini alacak. Belkide değeri artacak diye bekleyenler azalan değeri yüzünden hayal kırıklığına uğrayacak. Mevcut yollar kapasiteyi ne kadar karşılar. Yanlış ve acele iş yapılıyor. Tarihe geçeceğim diye kalkışılan yolda tarih seni affetmezse oda başka bir tarihi vaka olacak.
İstanbul ve civarinda genelliklehakim ruzgar kuzeyli ( yildiz ve poyraz) bu duruma istinaden kuzeye yapilacak bur havaalani egzost gazlarini dogrudan guneye ve guneybati yonune tasiyacagindan dolayi sehir deki hava kirliligi artisa mahkumdur..
Bu zat bir gazeteci sıfatıyla bile bunları düşünebiliyorsa, merak etmesin.. İşin ehli olan birileri bundan ve bizim bildiğimizden daha fazlasını biliyordur. Bu işler kompozisyon yazmaya benzemez. Bekle de gör.. 10 Yıldır plan yapılmadığının belgesi mi var? Sen işine bak, magazin falan yaz bence. Komik gazeteci:)
Ben baskanim paraya bakarim kardesim.bos bos yazilar yazmayin arastirmaya gerek yok ben baktim ortam uygun.baslayin hemen engel olmayin. herhangi bir baskan.

Bu durum İstanbul’un akciğerleri olan kuzeydeki ormanlık alanı tehdit ediyor. Normalde en az 10-15 yıl sürecek planlama ve altyapı çalışmaları bir oldu bitti ile yapılıp ihaleye çıkılıyor.

Geçmişte Atatürk Havalimanı etrafında hızlı yapılaşma nedeniyle büyüyemeyen, şehir içinde sıkışan havalimanı yerine şimdi milyarlarca dolar harcanarak yenisi yapılıyor. İstanbullu çevreci bir dostumuzla konuşurken, sakıncaları özetle şu başlıklarda topluyor.

- Kuş raporu yeni istendi: Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ihaleye az bir zaman kala bölgenin kuş haritasını çıkarmak üzere harekete geçti. İstanbul’un kuzeyi ormanlık alan yanı sıra kuş göçü için çok önemli bir bölge. Buraya ait kuş göçü ve hareketi haritası havalimanı yapılırken hazırlanacak.

Kuşlar uçakların önüne çıktığında, bir kaza olduğunda bunun hesabını kim verecek?

- Rüzgâr ölçümleri ne kadar sağlıklı: Son yıllarda iklim değişikleri, rüzgârların esiş yönlerini de etkiledi. Bu durum yapılacak ve sayısı 6’ya kadar çıkacak uçak pistlerinde ne kadar dikkate alındı? Yeteri kadar uzun süre ölçüm ve ardından rüzgâr simülasyonu yapıldı mı?

- Arazinin altı kömür madeni: Havalimanı arazisinin altından neredeyse 200 yıldır kazılan kömür madenleri ve tünelleri geçiyor. Birçok tünel, Karadeniz’den gelen deniz suyu ile dolmuş. Tabaka jelleşmiş. Bu toprak yapısının üzerine inşa edilecek pistlere yüzlerce ton ağırlığında uçaklar inecek. Terminaller yapılacak. Burası doğru bir yer mi olacak?