7 senedir Dubai-İstanbul mekik dokuyorum.
Ayda ortalama 2-3, hatta bazen 4 seferim vardır.
Yani bu 7 senede o kadar çok uçağa bindim ki, ne siz sorun ne ben söyleyeyim.
Üstelik korkuyorum da uçaklardan.
Bu son seneye kadar Emirates’in Türk Hava Yolları’na konfor açısından bastığını söyleyebilirim. Hatta bunu yazdım da. Emirates’in uçakları hep daha büyüktü, hep daha konforluydu. Bu da milli bir mesele olarak sinirimi bozuyordu. Arada, atla deve fiyat farklı olmamasına rağmen bu nedir diye.
Ve arkadaşlar, müthiş bir değişim oldu.
Sezar’ın hakkını Sezar’a teslim etmek lazım.
THY’nin Dubai seferlerine çok rahat, şık ve geniş Airbus’lar koydular.
Oldu yani.
Economy’de bile gitseniz, insana koymuyor.
Hele Bussiness’ta, kim tutar sizi.
THY bir sürü atılım içinde, görmemek, fark etmemek ve takdir etmemek, eşeklik olur.
Hayatının bir kısmı gökyüzünde geçen biri olarak, Türk Hava Yolları’na önce teşekkür, sonra da tebrik ediyorum.
*****
UÇAKTA AYAK KOKUSU!
Aman Allah’ım bu ne?
Bu koku...
Feci bir şey...
Havada asılı duruyor...
Burun deliklerimden girip beynime çakıyor...
Bu galiba ayak kokusu...
Uçağa binmişiz, emniyet kemerimizi takmışız, en az 4 saat bu koltukta seyahat edeceğiz.
Ve bu ayak kokusu da bize eşlik edecek.
Kafamı sağ tarafa çeviremiyorum, yüzüme çarpıyor koku.
Başım dönüyor, o kadar keskin.
Kafam soldaydı, sağa çeviremedim çünkü, tabii boynum tutuldu.
Bir ara, sadece bir ara, gözüm kaydı, kokunun kaynağını araştırabilmek için ve koridorun hemen yanında, yerde, iki ölü fare gibi duran, turuncu lastik ayakkabıları gördüm.
Koku oradan geliyor ve şu çıplak ayaklardan! Spor ayakkabısını çorapsız giymiş, demek ki, ayakları da terlemiş...
Ya da çoraplı giymiş, çorapları da bir tarafa da atmış, koku o çoraplardan geliyor, ama ben keşfedemedim, o kadar uzun süre o tarafa bakamadım.
Aslında neler hayal etmiştim, bilgisayarımı açacaktım, iş yapacaktım, Coelho’nun yeni kitabını okuyacaktım, dergi karıştıracaktım, dım, dım, dım. Hiçbirini yapamadım.
Kokunun kaynağı, çıplak ayakların sahibi ise, oralı bile değil, neşeli neşeli film seyrediyor.
Demek ki o havada asıl duran kokuyu duymuyor.
Ne yaparsınız bu durumda?
Bir insana, “Pardon ayaklarınız kokuyor” denebilir mi?
Demek ayıp mı?
Bir çözüm, herhangi bir çözüm önerilebilir mi?
Ama toplu taşıma araçlarında başkalarını rahatsız etmemeleri gerektiği, kokmamaları gerektiğini nasıl öğrenecekler?
Bu soruların cevaplarını aradım, bulamadım, sizin varsa bir fikriniz, öneriniz, söyleyin.
Ben çantamdan parfüm çıkardım, parmak uçlarıma sıktım, burun deliklerine götürdüm Alya’ya da aynı şeyi yaptım...
Parfümlü rüyalara daldık.
Ayşe ARMAN
HÜRRİYET
Yorumlar Tüm Yorumlar (20)