Alman Cumhurbaşkanı, Cumhurbaşkanımıza teşekkür eder mi bilmiyorum ama 10 Şubat 2010 tarihinde Frankfurt Havaalanı’nda THY’nin TK1597 sefer sayılı yolcuları olarak karşılaştığımız onur kırıcı bir durumu bilgilerinize sunmak istiyorum.
Alman polisi uçağın kapısına gelerek tüm yolcuların tek tek pasaportlarını kontrol etti. Daha sonra öğrendim ki, özellikle THY yolcularına bu uygulama bazen polis köpeklerinin eşliğinde sıkça yapılıyormuş. Normal pasaport kontrol noktasından geçtikten sonra bir gümrük görevlisi tarafından el bagajımda didik didik kaçak sigara arandı. (Önceki günkü ‘Wall Street Journal’ Gazetesi’nde yayınlanan AB ülkelerine kaçak sigaraların nereden ve nasıl girdiğini çok güzel anlatan bir yazıya da dikkatinizi çekmek isterim.)
Yanımda ne kadar nakit param olduğu gibi aşağılayıcı sorulara muhatap oldum. Almanya’da da şirketleri bulunan, ülkemizin en önemli sanayi kuruluşlarından birisinin çalışanı olarak bu durumu gerçekten utanç verici buluyorum. Üstelik Almanya bizim en büyük ticari ortağımızdır.
Hep, Almanya’daki vatandaşlarımızın uyum sorunundan bahsedilir. Almanya’da oturma izni olan ve hatta Alman vatandaşlığını seçmiş insanlarımızın bu tür bir muamele karşısında o topluma uyum sağlamaları nasıl beklenebilir?
Ayrıca, İstanbul’dan saat 19.45’te kalkması gereken uçağımız yolcu alma işlemini zamanında tamamlayarak kalkışa hazır hale geldiği halde 1.5 saat gecikme ile kalktı. 1.5 saat İstanbul’da uçak içinde bekletildik. Pilot, Frankfurt üzerindeki yoğun hava trafiği dolayısıyla bekletildiğimiz anonsunu yaptı. Oraya vardığımda gördüm ki, hava koşulları iniş ve kalkışlara çok müsaitti. Çok iyi bildiğim Frankfurt Havalimanı’nda hiç olağanüstü bir kalabalık yoktu. Bu gecikmenin, THY uçağına karşı tedbir almak ve kontrolleri daha rahat yapabilmek için Alman polis yetkileri tarafından kasıtlı olarak tertiplendiği kanısına vardım. Görüşüme göre THY’nin de bu gecikmenin nedenini araştırması gerekir. Bu gecikmede THY’nin asla bir kusurunun olduğunu düşünmüyorum.
DIŞİŞLERİ’NE BİLDİRECEĞİM
2. Dünya Savaşı’nda yıkılan Almanya’nın yeniden inşasında bizim insanlarımızın büyük emeği ve altın teri yanında büyük acıları, hüzünleri ve gözyaşları vardır.
Hepimizi Avrupa şehirlerine gittiğimizde metro istasyonlarında, parklarında işsiz güçsüz insanlar görürüz. Bunların arasında bir tane bile Türk vatandaşı yoktur. Bizim insanlarımız bu ülkelere girmişlerdir, iş-güç sahibi olmuşlar, sıkı çalışarak hem bulundukları ülkenin ekonomisine en büyük katkıyı yapmışlar, hem de mütevazı düzenlerini kurmuşladır. Ne orada yaşayan insanlarımız, ne de arada sırada bu ülkeye seyahat etmek durumunda kalan bizler böyle bir muameleyi hak ediyoruz.
Alman yetkililerin havaalanlarında Türkiye’den gelen yolculara yaptığı bu muamele hakkında Dışişleri Bakanlığımızı da ayrıca bilgilendireceğim. Ahmet ÇELEBİ
(Hürriyet)
Yorumlar Tüm Yorumlar (14)