Gölgeliği yarım açık uçak penceresinden Grönland'ın uçsuz bucaksız buzullarını seyrediyorum...
Tek buzlu viskimi yavaş yavaş yudumlarken, aşağıda uçsuz bucaksız uzanan bembeyaz buzul manzarasına bakıyorum. Cetvelle çizilmiş gibi dümdüz bir yol, kar örtüsünü ortadan bıçak gibi yararak uzanıyor altımızda. Nereden geldiği görünmeyen yol kar denizinin ortasında yapayalnız duran küçük bir binaya kadar uzanıyor. Kim ya da kimler ne yapıyorlar acaba orada? Geceleri yataklarına girip, uyumadan önce neler hayal ediyorlar?
Yolcu kabini karartılmış. Uçak yolcularının büyük çoğunluğu uyuyor. Yanımdaki yolcu horlamaya başlayıp, büyülü manzaranın keyfini bölüyor. iPod'umun kulaklıklarını takıp buz masalının içine dönüyorum yine.
Bu anlattıklarım yeni değil. Yılda neredeyse beş, altı kez ABD'ye uçarken tekrar tekrar yaşıyor, her seferinde de aynı keyfi alıyorum. Okyanus aşırı uçuşlarda koridor koltuğunun rahatlığını pencere yanı koltuk için feda etmekten çekinmemem bu yüzden.
Uzun uçuşları sevmemin bir diğer nedeni ise kendi başıma kalabildiğim ender zamanları bu yolculuklarda bulmam. Cep telefonu yok, e.posta yok, iş yok, güç yok uzun uçuşlarda. Kitap ve dergi okumak için bundan güzel ortam mı olur?
Geçen hafta Ali Nur Velidedeoğlu'nun başına gelenleri okuyunca, halini anlamam kolay oldu tabii. Efendim THY'nin İstanbul-Los Angeles seferini yapan uçağında kabin ışıkları karartılmış, yolculardan da pencerelerinin gölgeliklerini kapatmaları rica edilmiş. Velidedeoğlu bu ricaya uymamış. Kitabını, gazetesini gün ışığında okumaya devam etmiş.
Uçakta bulunan Cüneyt Özdemir de, uçak Los Angeles'a iner inmez durumu Twitter'dan yetiştirmiş. Semercioğlu'nun yazısından anladığım kadarıyla da galiba Özdemir durumun bir de fotoğrafını çekmiş ve Twitter'a ibret-i alem için postalamış.
Sevgili Cengiz uçakta gölgeliklerin kapatılmasının bir zorunluluk olmadığını söyleyerek Velidedeoğlu'na hak veriyor. Ve bir uçak yolcusunun fotoğrafını çekmenin onun özel hayatınının gizliliğini ihlal etmek olacağı gerekçesiyle Özdemir'i eleştiriyor. Velidedeoğlu'nun haklılığı konusunda Cengiz'le hemfikirim. Zaten Velidedeoğlu da durumu çok güzel açıklamış: 'Maalesef Türk halkında okuma kültürü olmadığı için böyle bir tepki ile karşılaştım', diyor. Haklıdır ben de bugüne kadar sadece THY uçuşlarında rastladım bu soruna. Nedenlerinden biri oryantal yolcuların okumak yerine sinema seyretmek ya da uyumayı tercih etmesiyse ikinci neden de THY uçuşlarında kabinin uçuşun erken saatlerinde karartılmasıdır. Uçak kabini karartılınca yolcular hızla uyku konumuna geçer. Servis neredeyse tamamen durur ve hostesler de rahat eder, yolculuğun geri kalan kısmını kendi aralarında çene çalarak tamamlamaya fırsat bulurlar. Artık bir an önce rahat etmek isteyen hosteslerin tercihi midir, içki ve yemekten tasarruf etmeyi amaçlayan THY yönetiminin tercihi midir, yoksa her ikisi birden midir bilemeyeceğim THY uçuşlarında kabin erkenden karartılır.
Velidedeoğlu'nun açıklamalarından da durumun yine aynı olduğunu anlıyoruz. Saat sabah 11'de uçağa binmiş Velidedeoğlu ve yemek servisi hızla yapılıp saat 14.30'da kabin karartılmaya kalkışılmış. Kabin içinde fotoğraf çekme konusuna gelince. Bu konuda Cengiz'e katılmıyorum. Cüneyt Özdemir fotoğrafı özel bir uçakta değil yolcu uçağında çekmiş. Umuma açık yerlerde herkes verdiği görüntüden kendisi sorumludur.
Uçak içinde fotoğraf çekmenin, uçuş güvenliğini riske atıp atmadığı meselesine gelince. Uluslararası kurallar açık. Uçak seyir halindeyken fotoğraf ve video makineleri dahil bazı elektronik cihazların kullanılması serbest. Uçakların kalkış ve iniş anında ise istisnasız her türlü elektronik aletin kapalı tutulmasını şart koşuyor uluslararası havacılık kuralları.
Dolayısıyla Cengiz'in Somali'ye inişte tehlike atlatan uçakta video çeken DHA muhabirini, profesyonel kamera ile çekmemiş ki cep telefonu kamerasıyla çekmiş savunması geçerli bir savunma değil. Kuralları kendi kafamıza göre yorumlama merakımız olmasa bu tür tartışmalar da hiç olmayacak zaten. Ne kimse Ali Nur Velidedeoğlu'nu suçlayabilecek, ne de kimse uçuş güvenliğini kuralları kendi kafasına göre yorumlayarak tehlikeye atacak.
Yurtsan ATAKAN / AKŞAM
Yorumlar Tüm Yorumlar (31)