Türkiye hava sahasında son yıllarda artış gösteren türbülans olayları, uçuş güvenliği açısından yeniden gündeme taşındı. SHGM eski Genel Müdür Yardımcısı Oktay Erdağı, kaleme aldığı kapsamlı değerlendirmede hem Türkiye’nin hem de dünyanın karşı karşıya olduğu yeni türbülans gerçekliğine dikkat çekti. Erdağı’na göre yaşanan sarsıntılar artık yalnızca “konfor kaybı” değil, giderek büyüyen bir havacılık güvenliği tehdidi.
“Bu Yeni Bir Sorun Değil, Yıllardır Görmezden Gelinen Bir Tehlike”
Erdağı, Türkiye hava sahasının geçmişten bu yana şiddetli türbülans riskleri taşıdığını vurgulayarak özellikle Ege ve Akdeniz’deki ani CB oluşumlarının, Marmara’daki jet stream geçişlerinin ve Doğu Anadolu’daki mekanik türbülansların uzun yıllardır bilinen riskler olduğunu hatırlattı.
Ne var ki tüm bu risklere rağmen, yaşanan olayların uzun süre “coğrafi gerçeklik” olarak görülüp yeterince ciddiye alınmadığını belirtiyor.
“Radar Var, Teknoloji Var, Ama Yönetim Eksik”
Modern uçak radarlarından meteoroloji istasyonlarına kadar gelişmiş sistemlerin kullanımda olduğunu hatırlatan Erdağı, buna rağmen ciddi türbülans olaylarının devam etmesini şu eksikliklere bağlıyor:
Eğitim yetersizliği: Türbülans eğitimlerinin yıllardır aynı düzeyde kaldığı, yeni nesil risklere yanıt vermediği.
Meteorolojik verinin operasyonlara entegrasyonundaki eksiklik: Verilerin hâlâ manuel takip edildiği ve zamanında pilotlara ulaşmadığı.
Üretici firmaların geç kalmış adımları: Kabin içi sabitleme sistemleri ve gövde dayanımlarında yeni çalışmalar yapılmasına rağmen henüz yeterli seviyeye ulaşılamadığı.
Türkiye’nin türbülans yönetim stratejisindeki boşluklar: Yoğun transit hava sahasına rağmen risk haritaları ve uyarı sistemlerinin gelişmiş ülkeler seviyesinde olmadığı.
İklim Değişikliğinin Yeni Etkisi: Clear-Air Turbulence Artıyor
Erdağı’nın değerlendirmesinde en dikkat çekici başlıklardan biri, iklim değişikliğinin tetiklediği clear-air turbulence (CAT) yani radarda görünmeyen türbülanslar.
Bu tür sarsıntıların pilot tarafından önceden tespit edilemediğini vurgulayan Erdağı, CAT’in artık uçuş güvenliği açısından en ciddi tehditlerden biri haline geldiğini belirtiyor.
Bilimsel araştırmalara atıfta bulunan Erdağı, jet stream yapılarındaki bozulmanın bu görünmez türbülansları hem daha sık hem daha şiddetli hale getirdiğini ifade ediyor.
Artan Türbülansın Ekonomik ve Operasyonel Faturası
Erdağı, türbülansın yalnızca güvenlik değil, ciddi bir ekonomik maliyet doğurduğuna da dikkat çekiyor:
“Dünya Bu Gerçeği Kabul Etti, Peki Türkiye?”
ICAO, FAA, EASA gibi uluslararası otoritelerin türbülansı artık öncelikli bir güvenlik başlığı olarak ele aldığını hatırlatan Erdağı, birçok ülkenin yeni türbülans modelleri, uydu tabanlı uyarı sistemleri ve kapsamlı simülasyon eğitimlerine geçtiğini belirtiyor.
Ancak Türkiye için aynı ilerlemenin henüz görülmediğini vurguluyor:
“Gökyüzü Artık Eski Gökyüzü Değil”
Erdağı yazısını şu önemli tespitlerle tamamlıyor:
“Gökyüzü değişti. Bu değişime uyum sağlayamazsak, türbülans yalnızca uçakları değil, tüm havacılık sistemimizi sarsacak.”
Yorumlar