21 Ekim 2024, Pazartesi
Ali KIDIK
Ali KIDIK [email protected]
  • ID karti turnikeleri acmayan süslü püslü hanimefendilerin bu sefer de ASANSÖRÜ kesfetmesidir. Bravo! Bu kalabalikta sigara içince ne fark ediyor?
  • Tam thyde fetö hiç yok kalmadı diyeceğim bir gülme geliyor :)
  • Ali bey, havalimanlarında turuncu alarm verildi ,bunun üzerine bir açıktan bahsetmek istiyorum belki yetkilileri uyarırsınız yazınızla! Tüm havalimanlarında olup olmadığını bilmiyorum ancak bodrum havalimanında kulenin bulunduğu teknik binaya çok ihtiyaçmış gibi mescid açtılar ,ve bu mescide kapıları açarak yetkileleri her türlü aramadan ve kartlarla kapıdan aldıkları halde kontrolsüz olarak içeri alıyorlar.bu ülke 15 temmuz gibi bir olay yaşadı ve buna rağmen böyle bir açığa nasıl izin verildiğini belki siz sorarsınız da değiştirirler.
  • Bu kadar insana ekmek veren,üstelik iki bilirkişiye göre kusuru bulunmayan,savcıları fetöcü çıkmış bir davanın tek mağdurunun kendisi olması trajikomik bir olay.Herkesin elini vicdanına koyması gerekir.
  • Emsali olmayan bir dava ortak olduğunuz bir yerde yaşanan bir kaza ve sonuç sadece ortak olmakla en üst cezayı almak. Hiç bir yerde görülmemiş bir durum.
  • Bay Bolat yıllarca üniversitesinde görev yaptığı, bir dönem içinde yer aldığı eski hocası fetönün ölümüne üzülmüşmüdür acaba. Aklıma geldi
  • Keşke TK ve TGS'nin kar payı erkene çekilse. Enflasyon ve bu max vergi verdigimiz aylar bizi çok zorluyor.
  • Yavuz Çizmeci’nin durumu, adalet sisteminin bağımsızlığının ne kadar kritik olduğunu gözler önüne seriyor. Mahkeme süreçlerindeki tutarsızlıklar ve bilirkişi raporlarındaki çelişkiler, onun haksız yere mahkum edildiği izlenimini güçlendiriyor. Yaşlılığı ve kusursuzluğu göz önüne alındığında, hürriyetinin kısıtlanması adaletsizliktir. Çizmeci’nin durumu yeniden değerlendirilmeli ve adaletin sağlanması için gereken adımlar atılmalıdır. Bu, sadece onun değil, tüm toplumun hukukun üstünlüğüne olan inancını pekiştirecektir.
  • Ülkede kimin içerde, kimin de dışarıda olduğuna lütfen bir bakın. Adaletin tel tel döküldüğü ortamda Yavuz Çizmeci'nin hala içerde olması hiçbir vicdana sığmaz. Umarım en kısa zamanda adil bir yargılamayla tahliye edilir.
  • Maalesef devletin taşıyıcı sütunları birer birer çöküyor. Bunların başında da adalet geliyor. Yıllardır haksız yere hapse girenler, müebbet cezalar alanların yanında kimler kimler dışarıda... Değerli Yavuz Çizmeci'nin hakkının en erken şekilde kendisine teslim edilmesi ve tahliye edilmesi doğru olandır. Zaten tanıyanlar kararın ne kadar yanlış verildiğini bilir. Son cümleniz herşeyi açıklıyor... "Üstelik yaşlı olması, üstelik hiçbir kusuru olmamasına rağmen hürriyetinin kısıtlanması ne adalet dediğimiz eşitliğin ilkesine ne de ilahi adalet bunu kabul etmez."

Maharet mi Adalet mi?

Bu hafta yine can acıtıcı, adalet terazisinin kimin elinde olduğuna dair bir konuyu işleyeceğim. Yine “Gücün adaleti mi, adaletin gücü mü” sorusunu bir kez daha kendinize soracaksınız. Bana göre bir kumpas katliamı göreceksiniz yazıda!

Şöyle önce geçmişe bir dönelim ve hafızalarımızı yenileyelim. Takvim 30 Kasım 2007’yi gösterirken, gece yarısı telefonumuzun çalmasıyla irkilmiş ve Atlasjet Havayolları’nın World Focus Havayolları’ndan kiraladığı uçağın Isparta Havalimanı’na alçalışı sırasında Keçiborlu’da dağa çarparak kaza kırım geçirdiğini öğrenmiştik.

Bu kaza içinde bilim adamlarımızın da olduğu 57 cana mal olmuştu. Çok şey yazıldı, çok şey söylendi, televizyonlarda gösterildi ve herkes kendince yorum yaptı.

Davalar, ardı arkası kesilmeyen duruşmalar. FETÖ’nün en çok itibar gördüğü dönemler. Biz “cemaat” derken birilerinin “Hoca efendi, hizmet erleri” gibi üstün methiyeler düzdüğü dönemler. Hatta THY yöneticilerinin altında FG plakalı araçların cirit attığı süreçler.

FETÖ’cülerin “astığım astık, kestiğim kestik” dönemleri. Kurban bağışı yapanların, maddi destek olanların, onlar adına okul yaptıranların, Türkçe olimpiyatlarına destek olanların ticarette roket gibi fırlama sürecini kastediyorum.

İşte bu kaza tam o dönemin içinde gerçekleşti. Tıpkı rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu’nun kazası gibi.

Ne demek istediğimi gayet iyi anlayacaksınız.

Isparta Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen dava tam bir güç savaşına dönüşmüştü. Hatta birkaç davayı ben de yerinde izlemiştim.

Adaletin gücü mü, gücün adaleti mi? Aslında buna FETÖ’cülerin adaleti mi desek doğru olur ama sonuç olarak bu duruşmalar devletimizin erklerinden biri olan adaletin resmi dairesinde görülmüştü. İşte tam burada konuşulması gereken, “Yavuz Çizmeci neden hapiste” sorusu olmalı!

Bir havayolu şirketinin yönetim kurulu başkanı  dahi değil sadece yüzde 49 ortaklığı olan ve ticari olarak kurumunu karlı bir şirket olarak işletir ve hissedar olarak yöneticilerine hesap sorar. Bu şirket havayolu şirketi ise ki öyle burada devreye Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nün yetkilendirdiği form 4 sahibi dediğimiz kişiler devreye girer.

Şirket ortağı olarak veya etkin bir isim olarak istediği kadar diretsin, sorumluluk sahibi form 4 sahiplerinindir. Uçağı uçurmak ise tamamen kaptanın sorumluluğundadır.

Burada mahkeme sürecine dönmek istiyorum.

Bilmem kaç kez duruşma olmuş. Üç kez bilirkişi atanmış. İki bilirkişi raporu Yavuz Çizmeci’yi kusursuz bulurken son bilirkişi raporunda Yavuz Çizmeci’ye kusur atfedilmiş. Mahkemelerde karar verilirken mahkeme başkanı cumhuriyet savıcısından mütalaa ister ve fakat karar hakimlerin uhdesindedir. Mahkeme başkanı beraat karar verse bile diğer iki hakimin ceza istemi olduğunda sağ ve sol tarafta oturan hakimlerin dediği olur.

O halde iki ayrı bilirkişi raporu neden dikkate alınmadı da üçüncü bilirkişi raporu dikkate alındı?

Evet, en kritik soru da bu!

Bir dolu iddia var. Hatta mahkeme tutanaklarına giren kısımları da var. Örneğin bilirkişilerin rüşvet istemeleri. Bu konu mahkeme tarafından nasıl dikkat alınmaz! Açıkçası hukuk faciası.

Peki hakimlerin FETÖ’cü olduğu iddiaları neden dikkate alınmaz. Bir kumpas olamaz mı? Bal gibi de olur.

Hadi diyelim ki birinci derece mahkeme hata yaptı. Peki, Yargıtay sürecine ne diyelim?

Yargıtay’da karar veren hakimlerin FETÖ’cü olmaktan dolayı tutuklanmaları, ihraç edilmeleri de mi hiç dikkatinizi çekmedi.

“Bu yargılama bir kumpastır “ diyecek olan hakim, savcı yok muydu? Yargıtay savcısı dopdolu gerekçe ile kararı Yargıtay ceza kuruluna götürürken, Yargıtay ceza kurulundaki hakimlerin ellerini, kollarını kim bağlamış olabilir ki?

Bu davanın sonucu ve giriş/gelişme bölümleri bana göre tamamen kumpastır. Kesinlikle yeninden yargılamanın yolu açılmalı ve Yavuz Çizmeci de tahliye edilmelidir.

Üstelik yaşlı olması, üstelik hiçbir kusuru olmamasına rağmen hürriyetinin kısıtlanması ne adalet dediğimiz eşitliğin ilkesine ne de ilahi adalet bunu kabul etmez.

Ha siz “Gücün adaleti” diyorsanız, batsın adaletiniz de adamlığınız da!

Maharet mi Adalet mi?

Yorumlar Tüm Yorumlar (41)

Maharet NEDİR ? ~ 2 ay önce
ID karti turnikeleri acmayan süslü püslü hanimefendilerin bu sefer de ASANSÖRÜ kesfetmesidir. Bravo! Bu kalabalikta sigara içince ne fark ediyor?

Yanıtla

Kalan karakter 1000
Abuser Kadayıf ~ 2 ay önce
Tam thyde fetö hiç yok kalmadı diyeceğim bir gülme geliyor :)

Yanıtla

Kalan karakter 1000
Caknor ~ 2 ay önce
Ali bey, havalimanlarında turuncu alarm verildi ,bunun üzerine bir açıktan bahsetmek istiyorum belki yetkilileri uyarırsınız yazınızla! Tüm havalimanlarında olup olmadığını bilmiyorum ancak bodrum havalimanında kulenin bulunduğu teknik binaya çok ihtiyaçmış gibi mescid açtılar ,ve bu mescide kapıları açarak yetkileleri her türlü aramadan ve kartlarla kapıdan aldıkları halde kontrolsüz olarak içeri alıyorlar.bu ülke 15 temmuz gibi bir olay yaşadı ve buna rağmen böyle bir açığa nasıl izin verildiğini belki siz sorarsınız da değiştirirler.

Yanıtla

Kalan karakter 1000
Nav ~ 2 ay önce
İcao denetiminden 19 alıp, 91 gibi gezenler varsa gerisini boş verin zaten
A ~ 2 ay önce
Bu kadar insana ekmek veren,üstelik iki bilirkişiye göre kusuru bulunmayan,savcıları fetöcü çıkmış bir davanın tek mağdurunun kendisi olması trajikomik bir olay.Herkesin elini vicdanına koyması gerekir.

Yanıtla

Kalan karakter 1000
Mantık ~ 2 ay önce
Emsali olmayan bir dava ortak olduğunuz bir yerde yaşanan bir kaza ve sonuç sadece ortak olmakla en üst cezayı almak. Hiç bir yerde görülmemiş bir durum.

Yanıtla

Kalan karakter 1000
Why not ~ 2 ay önce
Bay Bolat yıllarca üniversitesinde görev yaptığı, bir dönem içinde yer aldığı eski hocası fetönün ölümüne üzülmüşmüdür acaba. Aklıma geldi

Yanıtla

Kalan karakter 1000
TK Specialist ~ 2 ay önce
Keşke TK ve TGS'nin kar payı erkene çekilse. Enflasyon ve bu max vergi verdigimiz aylar bizi çok zorluyor.

Yanıtla

Kalan karakter 1000
VIP ~ 2 ay önce
30k alan isci gecinemiyor 90k alan TK vardiyali uzman gecinemiyor. Sorun : Tuketim toplumuyuz. Ne kadar geliyorsa o kadar gidiyor. TK şefi elinde panasonic ile geziyorken bakin airclinice felan hepsi iphone 16pro ciksin diye bekliyor :)
Adil Yargılanma ~ 2 ay önce
Yavuz Çizmeci’nin durumu, adalet sisteminin bağımsızlığının ne kadar kritik olduğunu gözler önüne seriyor. Mahkeme süreçlerindeki tutarsızlıklar ve bilirkişi raporlarındaki çelişkiler, onun haksız yere mahkum edildiği izlenimini güçlendiriyor. Yaşlılığı ve kusursuzluğu göz önüne alındığında, hürriyetinin kısıtlanması adaletsizliktir. Çizmeci’nin durumu yeniden değerlendirilmeli ve adaletin sağlanması için gereken adımlar atılmalıdır. Bu, sadece onun değil, tüm toplumun hukukun üstünlüğüne olan inancını pekiştirecektir.

Yanıtla

Kalan karakter 1000
Moncher ~ 2 ay önce
Ülkede kimin içerde, kimin de dışarıda olduğuna lütfen bir bakın. Adaletin tel tel döküldüğü ortamda Yavuz Çizmeci'nin hala içerde olması hiçbir vicdana sığmaz. Umarım en kısa zamanda adil bir yargılamayla tahliye edilir.

Yanıtla

Kalan karakter 1000
Justitia ~ 2 ay önce
Maalesef devletin taşıyıcı sütunları birer birer çöküyor. Bunların başında da adalet geliyor. Yıllardır haksız yere hapse girenler, müebbet cezalar alanların yanında kimler kimler dışarıda... Değerli Yavuz Çizmeci'nin hakkının en erken şekilde kendisine teslim edilmesi ve tahliye edilmesi doğru olandır. Zaten tanıyanlar kararın ne kadar yanlış verildiğini bilir. Son cümleniz herşeyi açıklıyor... "Üstelik yaşlı olması, üstelik hiçbir kusuru olmamasına rağmen hürriyetinin kısıtlanması ne adalet dediğimiz eşitliğin ilkesine ne de ilahi adalet bunu kabul etmez."

Yanıtla

Kalan karakter 1000

Yorum Gönder

Kalan karakter 1000